Marifet maddede olsaydı,
cismi büyük olanların cirmi de büyük olurdu!
Hâlbuki maddenin münasebeti,
temas edebildiği ve ulaşabildiği alan ile sınırlı olmakla beraber,
maddeyi ve maddenin, katı sıvı ve gaz hallerini aşanlar için sirayet alanına sınır tayin edilemiyor.
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Düşünen ve düşündüren yüreğinize saygılar.
Ders alınasıydı yazınız.
Kutlu olsun.
İşte tam da bu yüzden tasavvuf gerekli değil midir zaten.? Ufkumuzu açıyorsunuz hocam. Tebrik, takdir ve teşekkürlerimi iletiyorum. Selâm ve sevgiyle...
keyifle okudum güzel eserinizi, tam puanımla saygılar
kutlarım iyi düşünülmüş iyi işlenmiş
Şu dünyada zamanın fenâ ve
zevâl-i eşyadaki tesiratı gayet
muhteliftir. Ve mevcudat ise,
mütedahil daireler gibi birbiri
içinde iken, hükümleri zeval
noktasında ayrı ayrı oluyor.
Nasıl ki saatin saniyelerini
sayan dairesi, dakikayı ve
saati ve günleri sayan daireleri
zâhiren birbirine benzer, fakat
süratte birbirine muhaliftir. Öyle de,
insandaki cisim, nefis, kalb, ruh
daireleri öyle mütefavittir. Meselâ,
cismin bekası, hayatı, vücudu,
bulunduğu bir gün, belki bir saat
olduğu ve mazi ve müstakbeli
mâdum ve meyyit bulunduğu halde,
kalbin hazır günden çok gün evvel,
çok gün sonraki zamana kadar
daire-i vücudu ve hayatı geniştir.
Ruhun hazır günden seneler evvel
ve seneler sonraki bir daire-i azîme,
daire-i hayatına ve vücuduna dahildir.
*********************************************
Lem'alar S.22 (Denilmiştir.)
TEBRİKLER EFM. SELAMLAR
Bedri Tahir Adaklı
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta