Meltem Esintisi 081 MADDE VE MANA

Necdet Erem
1570

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Meltem Esintisi 081 MADDE VE MANA

Marifet maddede olsaydı,
cismi büyük olanların cirmi de büyük olurdu!

Hâlbuki maddenin münasebeti,
temas edebildiği ve ulaşabildiği alan ile sınırlı olmakla beraber,
maddeyi ve maddenin, katı sıvı ve gaz hallerini aşanlar için sirayet alanına sınır tayin edilemiyor.

Toprak ile su, hava ile enerji, ruh ile beden
mukayese edildiğinde hakikat bütün çıplaklığı ile görülebilir.

Akıl denilen yetenek
beyinde yeri tespit edilemeyecek kadar küçük olmasına rağmen!

Kâinat içine girse
sahrada bir kum taneciğinin kapladığı kadar yer kaplamıyor.

Göz maddi açıdan bir toz zerreciğini kabul etmezken,
mana açısından dünya içine girse almakta zorlanmadığı gibi,
herhangi bir rahatsızlıkta duymuyor.

Maddeyi her şey zan edenler
kalplerinin vüsatını, aklılarının ihatasını,
gözlerinin genişliğini, ruhlarının sınırsızlığını düşünmüyorlar mı?

Anlaşılan O ki
madde kesafet kazandıkça mana azalıp, yok oluyor.

Mana gelişip güçlendikçe
maddenin sınırları yok olup,
ruh yaratıldığı özelliğe uygun bir özgürlük kazanıyor.

Madde ve mana ayrımının farkında olan
son devrin büyük İslam Alimi Üstad Bediüzzaman Hz.leri,
Asrın insanına hitaben!

”Hayvaniyetten çık!
Cismaniyeti bırak!
Kalp ve ruhun derece-i hayatına gir.

Tevehhüm ettiğin geniş dünyadan
daha geniş bir daire-i hayat, bir âlem-i nur bulursun.” der.

Madenin dar duvarları arasında sıkışmadan
mananın engin ufuklarında pervaz eden mana erlerine selam olsun.

Necdet Erem
Kayıt Tarihi : 28.12.2009 09:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Murat Aydın Doma
    Murat Aydın Doma

    Düşünen ve düşündüren yüreğinize saygılar.
    Ders alınasıydı yazınız.
    Kutlu olsun.

    Cevap Yaz
  • Recep Akıl
    Recep Akıl

    İşte tam da bu yüzden tasavvuf gerekli değil midir zaten.? Ufkumuzu açıyorsunuz hocam. Tebrik, takdir ve teşekkürlerimi iletiyorum. Selâm ve sevgiyle...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Halit Evcim
    Mustafa Halit Evcim

    keyifle okudum güzel eserinizi, tam puanımla saygılar

    Cevap Yaz
  • Salim Erben
    Salim Erben

    kutlarım iyi düşünülmüş iyi işlenmiş

    Cevap Yaz
  • Bedri Tahir Adaklı
    Bedri Tahir Adaklı

    Şu dünyada zamanın fenâ ve
    zevâl-i eşyadaki tesiratı gayet
    muhteliftir. Ve mevcudat ise,
    mütedahil daireler gibi birbiri
    içinde iken, hükümleri zeval
    noktasında ayrı ayrı oluyor.
    Nasıl ki saatin saniyelerini
    sayan dairesi, dakikayı ve
    saati ve günleri sayan daireleri
    zâhiren birbirine benzer, fakat
    süratte birbirine muhaliftir. Öyle de,
    insandaki cisim, nefis, kalb, ruh
    daireleri öyle mütefavittir. Meselâ,
    cismin bekası, hayatı, vücudu,
    bulunduğu bir gün, belki bir saat
    olduğu ve mazi ve müstakbeli
    mâdum ve meyyit bulunduğu halde,
    kalbin hazır günden çok gün evvel,
    çok gün sonraki zamana kadar
    daire-i vücudu ve hayatı geniştir.
    Ruhun hazır günden seneler evvel
    ve seneler sonraki bir daire-i azîme,
    daire-i hayatına ve vücuduna dahildir.
    *********************************************
    Lem'alar S.22 (Denilmiştir.)
    TEBRİKLER EFM. SELAMLAR

    Bedri Tahir Adaklı

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Necdet Erem