Evet,
Gayesini bilmediğimiz hedefini tayin edemediğimiz,
Veriliş sebebinden bihaber yaşadığımız;
Arzu istek ve arayışlarımızın muhatabı ve hedefi,
sadece içimize, sonsuzluk arzusunu koyan,
SONSUZU bulmak olduğundan dolayıdır ki
hiç bir şeye razı olmaz, hiç bir şeyle doymaz,
ne aradığımızı bilmemenin gafleti içinde, sahte sevgililer basit hedefler, geçici bikarar lezzetler tayin eder
ve arkalarından bir ömür koşar dururuz.
Aradığımızı sandıklarımızı buluncada, aldanmışlığın kızgınlığı ile bırakıp kaçmak isteriz.
Çünkü aradığımızın, bulduğumuz olmadığını, aklen anlayamasak ta, kalben his ederiz.
Maddeden yaratılmış olmamıza rağmen, içimizdeki ve her şeyin özündeki can nitelikli manaya âşık olmuşuz.
Madde bizi, maddi âlemde rahat ettirme gayesi ile yaratılmış ve emrimize verilip istifademize sunulmuş olsa bile, manevi değerlerden mahrum ise, mutluluk vermesi asla mümkün değildir.
Onun için kalbinde aşk bulunan herkes adına, ünü çağları aşan büyük İslam mütefekkiri, Yunus EMRE
Cennet cennet dedikleri,
Bir kaç köşkle, Üç beş huri,
İsteyene ve sen onu,
Bana seni gerek seni.
Demiş, inlemiş.
Şüpheniz olmasın ki!
Kalbinin sesini dinlemeye vakit ayırabilen herkes Yunus gibi, ruhunun derinliklerinden SENİ, SENİ feryadını duyacaktır.
Kayıt Tarihi : 17.3.2009 19:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kaç köşkle,
'Üç beş huri,
İsteyene ve sen onu,
Bana seni gerek seni,
Demiş, inlemiş.
Kalbinin sesini dinlemeye vakit ayırabilen herkes,
içinden SENİ SENİ feryadını duyacaktır sanıyorum.'
Anlayana ve hissedene selam olsun!
TÜM YORUMLAR (2)