Ben, yarım kalmış hikâyelerin virgülü idim,
Cümlemi tamamlamaya gelenler de,
Hep düz çizgiyi şaşırdılar.
Belki de bu yüzden ben,
Mechûlum bu dünyâda, sahibim bilinmez...
Gidesim var buralardan, kimsesiz bu yurttan.
Saklı bir hayat var burada, umutlar kırık,
Gözlerde yaş, ardı sıra acılar...
Göçmen kuşlar gibi yüreğim ve sessizdir çırpınışlarım,
Vagonsuz bir tren gibiyim, yönüm belirsiz,
Kimsesizim aslında...
Tarih’in dört bin yıl önce başlamıştı senin
Nelere göğüs gerdin de ayakta durdun
Ne Ermeniler, ne Sasanilere kandın
Hangi Bizans’mış seni alacak
Hangi Huri’ymiş sahip olacak.
Buram buram kokan sevdiğim şehrim.
Karanlıklardayım şimdi.
Yerim belirsiz yönüm belirsizdir benim.
Tek bir ışığım bile yoktu.
Viranelerdeyim şimdi
Su’suzum dal vermez,
Budaklanmaz günüm benim.
Umutsuzum bu dünyâda
Serzenişlerdeyim...
Biraz da kırgınım, hangimiz değiliz ki...
Bitmeyen bir filmin fragmânı gibi beklenen bir sahnenin sonu gibi düşlerim...
Umutsuzum yarınlardan.
Belki de kendime kırgınım.
Adım düşecek dudaklarından,
Ama ben duymayacak kadar uzağım şimdi sana...
Bir elveda diyemeyecek sözlerin belki bana,
Sessizdir gözlerim konuşmaz bazılarına...
Bir şarkı duyarsın ötede belki beni hatırlarsın,
Yangınlar düşer ya hani en derinden
Kalp kır bu dünyâda
Çal, çırp ardına bakma..
Korkma, güçlüsün her şeyi yaparsın...
Kapanmamış hesaplar kalsın ardında.
Düşme...
Sakın düşme...
** Doğum Günü
Yarın doğum günün sevgili
Boşboğaz ömrümden bir gece daha bitti
Yaşamımda bir sen eksiktin bir sesin
Kim görecek seni kim bakacak gözlerine şimdi
…
Saklı bir kentte geçti tüm anılarım,
Kimi zaman kanadı tüm yarâlarım,
Kimi zaman sızladı,
Ağlayamadım...
Keskîn bakışlar bıraktım ortalığa,
Anılar canlandı birden gözümde...
Ey aşk
Sen misin beni kula kul eyleyen
Kula hasret bırakan...
Sen misin kula tutsak eden..
Söyle
Keşke/leri ardımda bırakan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!