Uzak bir şehrin buğusunu soluyorsun şimdi sen
ve ben, hasretini büyütüyorum sabırla.
Zemheride güneş gibi,
Kılıcın kında beklediği gibi
bekliyorum gelişini.
Bir mektup, bir hançer
Bir ölüm, bir ecel
Yüreğime sardığım,
sen....
Sen bana nasıl kıydın?
Bir gün.....
Bir ağacı göstererek bana,
bak.
Ben şu ağacım,
sen de çiçeklerim
demiştin.
İstanbul'a kar yağıyor ve ben üşüyordum.
Her yer beyaza kesmişti geceye inat.
Yürürken geniş caddelerin
alçak kaldırımlarında,
İnsanlar geçiyordu yanımdan
Bıçak gibi keskindir yüzü yalnızlığın.
Gece hırsız gibi çalar huzurunu.
Karanlık sokaklar,
kırık lambalar,
bir siren sesi böler uykunu.
Bazen dönemezsin yoldan
bacakların tutulur.
Bazen yakılmıştır gemiler umudun yoktur.
Kirli bir bardakla sıvarken geceyi şarap kızılına
İnsan bazen keder yutkunur.
Zor gelir şimdi bir mektup.
Birşeyler Karalamak zor gelir.
Bir zaman uğruna öldüğün.
Şİmdi eski bir resimdir.
Zor gelir onu düşünmek insanların arasında
Anlatamıyorum derdimi.
Uzaklara dalan gözlerimin
feri söneli çok olmuş
ve
beni terketmişliği zamanın.
Birbaşıma yaşamakmış hayat
Akşam olunca bir düşün.
Benim için, bir gülüşünün
ne değerli olduğunu.
Kurşunlara yazılan adımın,
Senin aklından bile geçmediğini
Bir gün.....
Bir ağacı göstererek bana,
bak.
Ben şu ağacım,
sen de çiçeklerim
demiştin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!