I.
(angıçta yaptırmadım
vesvesemi nasıl alır artık beynim)
Geç vakit gidelim
Oturmaya ölülere.
Aya çizdirmiş yüzünü gece
Dün gece
Gizlice
Dedikodusunu yapmış yıldızlar
Samanyolunda
beyinde enfarkla sonuçlanan
bir embolidir
aşk,
yani diyeceğim tesadüf değildir
unutkanlığı
Sabahlara kadar
Sokak sokak gezip
Yıldız ararım yerde
Bulduğum yıldızları ufalar
Kum saatime doldururum
Hakalmaz’ın dolambaşlı yolları
Kimi keldir, kimi çimdir dağları.
Baharların suyla dolar yarları.
Suyun içtim pınarından Hakalmaz.
Hakalmaz’ın çok yamandır yokuşu.
El ayalarımı göğe açıp iki elimi birleştirdim. Dirseklerimi dizlerime dayadım. Avcumun içine aldım kafamı. Beynim o ana kadar hala kafa tasındaydı. Dizlerimde derin bir ağrı hissettim. Taşıyamamıştım beynimin yüzünü.
Zamanla yarışırcasına akan ırmak, önce gözlerimi kattı tatlı sularına. Çoğaldı Çoğaldıkça çoştu. Sığmaz oldu yatağına taşıverdi. Ardında bedenimi de kattı sularına bir bütün olduk. Zaman, ırmak ve ben. Aktık.
Akan suya uzanan dallarıyla, gövdesinde tutuyordu, söğüt ağacı o anın önces, ini ve sonrasını. Hem çok huzursuz hemde çok heyecanlıydı. Vaktin ikindi olmasını bekledi. Dudak şeklindeki ince uzun yaprakları kıpırdadı. Umarsızca öptü akan suyun yüzünü.
yüreğinin mi öğretisi
dizlerinin bu titrekliği
ayın ışığına
bandım hayalini
gecenin zifirliğinde
mavim
ıslaklığınla bende
ışıklandım
sayın doktorum yeni şiirlerinizi okuma fırsatı bulduk ne iyi etmişte burada yayınlamışsınız acaba basılı kitaplarınız da var mı
kars susuzdan vefalı bir dr arkadaşın banu
altınyıldız sağlık ocağı istanbul