Sevgili meleklerim,
Nerelerdesiniz? Yoksa o güzelim kanatlarınız yandı da insan seline mi karışıverdiniz? O sel ki, boncuk boncuk altın takılı dağları törpüleyerek, cevherleri yuvasından koparan ve onları çılgınca sürükleyerek, taştan taşa vuran azgın bir nehir gibidir.
O sel ki, Güneş'e sıvanacak balçıkları usanmadan biriktirendir.Ve tüm azgınlığına rağmen; içinde tutsak kalan altın damlacıklarının, Güneş'in fersizliğini hissettirmemek için inatla ışıldamasını engelleyemeyendir.
Biricik meleklerim, hemen sıyrılın o insan selinden ve yürek çölüme çağlayın olur mu? Çünkü oradaki vahalar, sizler için, onları birer birer yeşertip, donattığınız andaki ferahlıklarını aynı kararlılıkla korumaya devam eden birer sığınaktır.
Habersizce yitip, gittiniz meleklerim.Yokluğunuzun gecesinde, cama vuran İblisin sesiyle uyandım aniden.O gece, huzurlu bahçemde şakıyan cennet kuşunu boğazladılar.Bir lokmacık etini ve gözyaşlarıma karışan iki damla kanını ifritlerin sofrasına meze yaptılar.
Yokluğunuzda yaralandı gül kendi dikeniyle.Ve usulca kapanarak goncasına, bir anıt misali yüceldi, karanlığın karanlığından utandığı o gece...
Sonra sıkıca tuturak omuzlarımdan, utanmazca çaldılar kulaklarımda yankılanan bebek gülüşlerini ve burnumda soluklanan çiçek kokularını.
Yokluğunuzda sildiler, gözlerimde yaşayan taze baharların ışıltısını.
Ve bedenimi yaşayan bir mezar haline getirip, ruhumu içine defnettiler.
Sizleri Haziran kentinin mühürlü kapısında beklerken, yorgun bedenimi alarak, kurban sunaklarına yatırdılar.Yokluğunuzda, İblisin işaretiyle yanıbaşımda dans ederek kendilerinden geçtiler tören bakireleri.Saçlarında, o yaralı gülün tohumlarını cehennem toprağına ekerek büyüttükleri kanayan güllerden taçlar vardı.
Ve onlar İblis bağının koruk üzümlerinden sıkarak mayaladıkları efsunlu aşk şarabını hileyle içirerek, beni karşılıksız aşk prangasının mahkumu yaptılar.
Her kaçışımda başka birine yakalandım.Ve fazlaca direnmeden teslim oldum.Çünkü bir ihtimal sızmış olabilirdiniz uğursuz mekanlarına.
Ama ne yazık ki yoktunuz tören bakirelerinin ne ruhlarında ne de çatal dillerinde.
Şimdi, püskürttüm onları.Ve son sığınağımda sizleri beklemekteyim.Yanıma gelemeseniz de biricik meleklerim, ben size ulaşacağım.Çünkü artık, bedenim ruhumun duvarları olmayacak.Ve o şimdi, kanatlanmaya hazır bir şahin gibi yüreğimin doruklarında beklemektedir.
Canpolat PakKayıt Tarihi : 6.3.2008 01:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Canpolat Pak](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/03/06/meleklerime-mektup-nesir.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!