Biliyorum bu sefer
Bu ayrılık uzun sürecek
Yazmazsan
Melekler defterini dürecek
Sen bakma bana
Avuturum kendimi
Dikkat et adımlarına
Kaybolma ihanetin karanlığında
Sanma ki kim görecek
Kim duyacak
Sen bana bakma
Döndüğünde konuşuruz
Elalem konu komşu ne diyecek?
Es, tarihsiz bir şiirim...
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 4.6.2007 19:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-Gene hayallere dalmışsın nene -Ne nene mi şimdi yakalayacam seni,görünmüyor görünmüyor sonra da karşıma binbir muzırlıkla çıkıyorsun,neşen yerinde herhalde -Eh herkes kadar -Nasıl herkes gibi sen bir ölüsün öte tarafta biz de partiler falan veririz deme sakın -Yok yook benim dünyaya gelmeme izin verdiklerinde her şeye rağmen yaşamanın güzel olduğunu biliyorum. -Ne zaman geldin -Çoktaaan demin kulağını kaşıyıp duruyordun ya ben gıdıklıyordum -Vay kerata vay ben de durup dururken ne oldu diyordum, uzun süredir görünmüyordun nerelerdeydin? -Sen beni boşver asıl sen nerdeydin gittiğin yerleri anlatmıyorsun -Eee sen geliyorsundur oralara da ama bana görünmezsin -Senin her zaman söylediğin bir şarkı var o beni çok hüzünlendiriyor bu şarkının sende bir anısı var değil mi -Evet Başak o şarkı yetmişli yıllarda Antalya Side,de onbeş günlük kamp yaşantımızı,o zamanlar henüz kimisi çocuk kimisi genç olan kuzenlerimi,abimi, yengemi onlara ve o günlere duyduğum özlemleri dile getiriyor. -Geçmişin anılarını unutamıyorsun değil mi yazık ki benim bir geçmişim yok yine de kendimi çok şanslı hissediyorum bunun nedeni bir çok hayat yaşamış olmamdan sen Sideyi anlat ben de sana yaşadığım nice acıklı hayatları bir gün anlatırım belki Bu gelişinde Başakta bir değişillik mi farkettim,bana mı öyle geldi bilmiyorum adeta erişmiş genç bir kız gibi laflar ediyordu...Yani bir olgunluk ağırbaşlılık çökmüştü sanki üstüne... -Hüzünlenme Başakcığım herkes mutlaka hayatında güzel şeyler de yaşamıştır. -Hadi,hadi anlat artık. -Anlatayım bari,ne gecelerdi o geceler gündüzleri de çok hareketli neşeli geçerdi ama geceler bir başkaydı.Ortada yanan ateşin etrafında sohbet eder, müzik dinlerdik. Bir an bir sesizlik olur, şarkılar biter,herkes suskun,sadece gecenin sesini bir büyü içinde,ayın bulutların arasına süzülüşünü sesizce huzur içinde izlerdik.O anlarda,hiç kimse konuşmaz bütün yürekler tek olur,deniizin sesini, dinler ortada yanan ateşin alevlerini,dalgın gözlerle seyrederdik. O anlarda adeta ben de mest olur tüm kederlerimi unuturdum, taa ki gitarıyla, uzaktaki sevgilisine aşkını, özlemini sunan delikanlının yanık sesini,ezgi dolu tınılarını duyuncaya dek.Güneşte bronzlaşmış teni, duygulu sesi, karanlıkta parlayan gözleriyle bütün kızların hayran bakışlarına hedef olurdu,ama o Almanyadaki sevdiğinden başkasına ilgi duymazdı. -Kimdi adı neydi şimdi orta yaşlı bir adamdır değil mi acaba sevgilisine kavuşmuşmudur.? Sanmam o kampın yakınındaki bir otelin çalışanıydı,alman bir turist kızı sevmişti kız da sık, sık geliyormuş adı Elke,ymiş. Bir gün de sana Kapadokya gezimi anlatırım dememe kalmadı baktım yok olmuş aniden.Ah Başak ah fani arkadaşım yine gel emi. -Yahu nedir senden çektiğim dolabım karıştırılmış yine -Kızma ne olur senin ne çok anı defterin var -Onlar anı defteri değil çoğu yazdığım şiirler,aldığım notlarla dolu hem sen niye şimdi laf karıştırıyorsun unutmamı istiyorsun ama çok kızgınım sana. Öylesine boynunu büküyor,ve tirşe yeşili gözleriyle öylesine çaresiz bakıyorki,dayanamıyorum birden içimden ona sarılmak isteği duyuyor,ona doğru atılıyorum bedenim ellerim boşlukta kalıyor. -Ben sana dokunabilirim ama sen bana dokunamazsın, benim bedensiz bir ruh olduğumu hep unutuyorsun Islak gözleriyle,mahzun mahzun gülümsüyordu, bense,kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.Ortamı değiştirmek,konuyu dağıtmak için, -Hadi bugün bana çocukluğunu anlat ben tam defterini okuyacakken her seferin de sen geliyorsun okuyamıyorum - Habersiz izinsiz böyle şeylerin ayıp olduğunu bilmiyormusun - Ama sen gelince okuyamıyorum zaten -Olsun başkalarının dolabını karıştırmak yeterince ayıp değilmi? -Bunu bilmiyordum -Hadi neyse üzülme bir daha yapacağını sanmıyorum. Birden kayboluverdi gururu kırılmıştı bir ruhu terbiye edip eğitemezdim,ama kendimi eğitebilirdim bir kez daha düşünmeli,ele verir talkını kendi yutar salkımı durumuna düşmemeliydim. İnşallah bir daha gelir de,ona anılarımdan çocukluk günlerimden,öksüz bir çocuk olmanın,yoksunluklarını, özlemlerimi anlatarak biraz ferahlayabilirdim belki ondan başka beni can kulağıyla dinleyen,sır tutan birini bulamazdım ne yazık ki.Herşey o kadar güncel,herkes o kadar vefasız ki. Aniden kaybolmuştu ama arkasından, gönül almak için bağırdım görünmüyordu ama duyardı beni -Bay, bay Başak Bir hışımla döndü,meğer henüz gitmemişmiş belki de çağırmamı bekliyordu. -Ya sana ne demeli kırk yıllık Türkçeye ne oldu da anlamını bilmediğim bu yabancı dille arkamdan bağırıyorsun. Gözlerinde şimşekler çakıyordu, ben yinede,dargın ayrılmamak için böyle davranıyor diye düşünüyordum ki,başımı kaldırıp tekrar baktığım da,annemi gördüm.Annemdi onun kızgın gözlerinden bakan annemdi annem o. Anne diye bağırmaya ürküp korkmaya başlamıştım ki,yine yok oldu bense katıla,katıla ağlıyordum.yinede bağırdım -Başaak tatile çıkacağım ne olur bana dua et.Birden uyandım meğerse rüyaymış onu çok özlemiş olmalıyım hangisini diye sorarsanız her ikisini de,hatta bütün kaybettiğim sevdiklerimi, hiç birini unutmam mümkün değil hem öyle ki bütün bu dünyadan göçüp gidenleri hele de genç yaşında,ölenleri,içim sızlayarak.Bak kerataya dedim şimdi,de sık,sık rüyalarıma giriyor bu kez ayrılığımız çok uzun sürdü ne yapıyor acaba? Sanki kıkır, kıkır bir gülüş kulaklarımda çınladı,görünmüyor ama dalgasını geçiyor yine de. Aah Başak aah hadi hoşçakal seninle sohbetlerimiz devam nedecek yine.Sen de gel diyeceğim ama kimbilir nerelerde olcaksın hadi hoşçakal biriciğim. devamedecek

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!