Eylülle ofise gidene kadar birbirimizi yedik. Eylül 'bak kafamın tasını attırma bir dahakine söylerim.' diyerek beni tehdit ediyordu. Ofisin kapısına vardığımızda ilker beyin kız kardeşı aslı ofisin önüne çökmüş ağlıyordu. hemen koşarak yanına vardık. 'Ne oldu.' diye sorduğumuzda daha çok ağlamaya başladı. Ofis müdür yardımcımız taner beyle bir ilişkisi vardı. Bunu ilker bey hariç herkes tüm ofis bilirdi. Aslıyı güç bela sakinleştirdik. Üstü başıda kirliydi. 'Ne olduğunu anlat hemen' dedim. Aslı sesi titreyerek anlatmaya başladı:
- Gece sabaha karşı taner evin önüne gelmiş, beni aradı aşağı inmemi söyledi, ben abim evde inemem dedim, o zaman bağırırım deyince korkup indim, Arabaya binmemle gitmemiz bi oldu, Arabayı çok hızlı kullanıyordu, hafif içkiliydi galiba, Tam biraz yavaş ol diyecektim ki o an olanlar oldu, Ağaca çok fena çarptık. Taner çarpma şiddetiyle.......
ve Aslı burda ağlamaya başladı. Eylülle ben aynı anda 'öldü mü yoksa' diye bağırdık. Aslı:
- bilmiyorum onu öylece bırakıp buraya kaçtım, çok kötüyüm, dedi..
Asli hala olayın şokunu atlatamamıştı. Benim telefonum çalıyordu, arayan ilker beydi. Aslının korkusu dahada arttı. Telefonu açtım. Ama kekeleyerek konuşuyordum.
- Aslı size geldimi melek? diye sordu.
- yok, dedim. Biz ofisteyiz aslıda burdaymış geldiğimizde,
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta