MELEKLER BAŞKA SEVER 13.BÖLÜM
- Neyi dinleyeceğim eylül ya baksana hem suçlu hem güçlü. hem beni emri vaki yapıp getiriyor buraya hem de bana güvenmiyorsa diyor beyefendi.
- Ben seni çağırmadım bunların aklına uyup geldim kabahat bende, dedi ahmet.
Sesimiz iyice yükselmişti. Ahmet birden ortada duran cam sehpaya tekme attı. sehpa tuz buz oldu. Daha fazla olaya sebep olmamak için kapıyı çarpıp çıktım. Eylül arkamdan seslendi:
- bu saatte nereye gidiyorsun, dursana..
Ama dinlemedim. Durağa doğru ağlayarak yürürken mehmet arabayla arkamdan geldi.
- Hadi bin ben götüreyim seni eve, dedi.
Gayri ihtiyari bindim arabaya. Mehmet:
- lütfen beni dinle melek, lütfen, herşey bir benim yüzümden. benim eski sevgilimdi leyla. 2 ay önce ayrıldık ama o bunu kabullenemedi, beni çok rahatsız edince ben hattımı değiştirdim beni bulamayınca ahmeti aramaya mesaj atmaya başlamış. ahmette bir yerde buluşalım herşeyi anlatayım demiş ve o gün buluşmuşlar. herşeyi anlatmış leylaya. inan bana herşey bundan ibaret.. Eğer inanmazsan leylayıda arayabilirim, dedi.
- Yok hayır. arama tamam. diyelim ki yanlış anlaşılma, benden neden sakladı peki ve şimdi ki davranışı neydi? öyle sağa sola tekme atmalar filan bunlar bana ters mehmet anlıyor musun.
- Evet haklısın yapmamalıydı öyle ama biz erkeklerinde huyu bu ne yapalım, dedi. Hadi ama ağlama artık. yarın hiç birşey yokmuş gibi başlayın güne.
- Hayır mehmet, bunları yok sayamam, biraz ara vermek lazım. ben yarın senelik iznimi kullanacağım, mersine babaannemlere gideceğim, dedim. Mehmet şaşırdı:
- lütfen melek yapma böyle, dedi.
- Yok mehmet, buralar, buna ihtiyacım var. babamda yaşadıklarım ve bu olay yıprattı beni. gitmeliyim, dedim.
Eve gelmiştik mehmete teşekkür ettim ve eve çıktım. Allahtan babam uyumuştu. Annem beni görünce şok oldu. Durumu üstün körü anlattım ve sonra gidip yattım. Ne yatmak ama. Telefonumuda kapattım. Biliyorum mehmet eylüle gitmek istediğimi söyleyecekti eylülde bana rahat vermeyecekti en iyisi telefonu kapatmaktı. Sabaha kadar yatakta döndüm durdum. Inanamıyordum olanlara. Oysa herşey daha çok yeniydi ve o kadar güzeldi ki, böyle olmamalıydı. Bir süre ayrı kalmak daha iyiydi belkide. Sabah hemen ofise gittim. Eylül pimi çekilmiş bomba gibi bekliyordu beni kapıda.
- Kızım sen deli misin? bu gitmede nerden çıktı? dedi.
- Eylül inan yıprandım. gitmek istememin nedeni sadece ahmet değil anla beni ne olur, hem mehmete mersin diye yalan attım ahmete söyler diye, gerçi asıl sana söylemem lazım ama neyse, dedim.
Tam bu sırada yeni patronumuz veysi bey geldi. Veysi beye:
- ben senelik iznimi kullanmak istiyorum, dedim.
- Tamam. o senin hakkın. doya doya kullan, dedi.
Hemen işlerimi yoluna koydum. Tabi eylülde bu arada kafamın etini yiyordu ama ben gemiyi ele almıştım gidip kafamı dinleyecektim. Eylüle:
- yarın giderim ancak kırşehire. bugün halletmem gereken işlerim var. onları halledeyim öyle tamam mı, ahmete mehmete söylemek yok kırşehire gittiğimi. söz mü? dedim. Eylül:
- bende çıkıyorum, dedi.
Ofisten beraber çıktık. Islerimi yoluna koymuştum. Biletimide almıştım. akşam saat 9 otobüsüyle gidecektim. Belkide kaçıştı bu. Ama bu acıda benimle gelecekti. Gidiyordum ama sevgisi yüreğimdeydi. en derindeydi. asla söküp atamazdım.
Daha şimdiden hissediyordum hasretini yüreğimde. Kal dese gitmezdim belkide. Çok seviyordum onu her haliyle. Belki sevdiğim içindi bu gitmek isteyişim birbirimizi daha fazla kırmamak adına. Valizimi hazırlıyordum. Valizime eşyalarımı değil ona olan sevgimi, ona olan özlemimi, gözyaşlarımı koyuyordum. Sabah olmak bilmedi. Geceler daha çok hatırlatıyordu onu bana. Sabah eylül erkenden geldi. izin almış işe gitmemiş beni yolcu edecekti. Beraber kahvaltı ettik. Ahmet cafeyi açmamıştı. Eylül:
- bilmiyorum, o gün geceden sonra hiç görmedim, dedi.
Mehmeti arayıp sordu. O da bilmediğini söyledi. Merak etmiştim. Eylüle:
- bir arar mısın ahmeti, dedim.
- Banane, sen arasana merak ediyorsan, dedi.
- Tamam arama, lazım değil, dedim.
- Hadi tamam neyse arayayım bari acıdım sana, dedi.
- Alo, ahmet nasılsın, merak ettim, cafede kapalı, dedi. Tamam anladım görüşürüz, kendine iyi bak, dedi kapadı telefonu eylül. Annesinin yanına gitmiş ziyarete, dedi.
- Bak birde bana kızıyordun ahmette gitmeyi tercih etmiş, dedim.
- O ailesini ziyarete gitmiş ama sen resmen kaçıyorsun, dedi.
- Şuna bak ya, beni savunacağı yerde onu savunuyor, nankör, dedim.
- Ben haklıdan yanayım, dedi.
Zamanın gecmesini istemiyordum. otobüsün saati hiç gelmeseydi keşke ama gitmektende vazgeçemiyordum. çünkü KAL diyememişti. Eylül kıvranıyordu. bana birşey söylemek için anlamıştım aslında.
- Söyledin değil mi? duramadın söyledin gideceğimi? dedim.
- Evet söyledim. ama gitmek istiyorsa gitsin kal diyemem, dedi.
- Vay öyle dedi demek, sende bunu bana söylüyorsun birde, dedim.
Eylülle evde oturduk otobüsün saati yaklaşmıştı.
- Hadi terminale gidelim, dedim.
Ayaklarım beni sürüklüyordu.
yazan: Melek Udeh
Melek UdehKayıt Tarihi : 10.6.2011 13:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!