Gün gelir ya yeniden usulcacık yalnız kalırsın sen bilmeden, kanatsız,mutsuz olursun ya ama kendine güvenirsin hiç bıkmadan bu kötü anda mutlu olursun helal sana... Naptığımı bilmiyorum bende sokaklarda gezerken. Otobüse binerken yavaş yavaş binaların geçtiğini görürken,güneş en dibe batarken naptığımı bilmiyorum gerçekten.
Gülüyorum bunlara sadece hiç durmadan gülüyorum,bunlara ve tek kalmışlığıma....
Yine bir sokak buluyorum akşam olmuş lambalar beni sarı ışıklarıyla sorguya almış. Soruyorlar konuşamadan bana hep soruyorlarki neden yandıklarını anlasınlar bu dünyada... Bense anlamıyorum Dünya o kadar karanlıkken aydınlatılmasına tıpkı melek yüzlü şeytan gibi dünya... Çıkarıyor lambalar beni aralarından galiba doğru söyledim gidiyorlar kandıklarına.. Ben yine yalnızım ama öyle bir yalnızlık değil,belki çevrende çok kişi var ama öyle bir yalnızlık gönülden olanına...Gökyüzüne bakıyorum birden bayadır bakmadığımı hissediyorum, tabi kaf dağının ardından çıkmayalı çok oldu, o yüzden unutmuşum gökyüzünü masal dünyamda.. Bir değil bu gökyüzü sönen bulutlar sonsuza kadar döner dönen bulutlar... Yere bakıyorum ardından orda da dönen karıncalar sonsuza kadar yemek taşıyarak ezilen hayvanlar,sadece yemek taşımakla ezilmiyorlar 41 numaralı ayakkabının altında da ezilmiş olabilirler... Korkarak basıyorum yinede ben kimliğim çantamda ama kimliğimi bilmeden deli gibi cenneti düşlerken basıyorum ben yere... Ağaca bakıyorum dallarında çiçekler dökülmüş,savrulmuş,yeni açmış..Tir tir tireyen çiçekler susmadan konuşarak koku yaymış..
Pencereler kapalı, kokusuz ve havasız,
Gözlerim kapalı göremiyorum,
Ellerim yazarken göremiyorum,
Melek yüzlü şeytan dünyayı...
Kayıt Tarihi : 5.8.2010 18:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)