Karanlığın dudağından
Pırlantalar yağdı ışıl ışıl gözlere
O güzel ruh gelmişti
Neredeydin dedi gönüller
Kapılardaki uğultular
Neşe cıvıltılarına dönüştü
Sen üzülünce,
Ağlayamam gözlerim ağrır
Anlatamam duyan şaşırır.
Sen üzülünce,
Dağlarım yıkılır...
Seni ne kadar özlediğimi,
Rüzgar anlatsın sana...
Öpsün değdiği kadarını.
Bana da bıraksın,
Bir ömür kadar
Şiirimi sana yazacağım
Uykunda okuyacağım
Kulağına eğilip fısıltı ile
Şarkımı söyleyeceğim
Sonra oturup
Kocaman bir portreni çizeceğim
Korkak!
Ne olacak biraz batsa taşlar
Ayakların çıplak
İlerde pamuklarda yüzecektin
dayansan
Pervanelerin arasında
Dolandım durdum...
Ve birde baktım ki!
Küçüldü hayallerim.
Son hüzünü
Sarı çiçeğe sordum
Yalancı baharı anlattı
Orman ile çam kozası
Aslında hiç barışmadı
Yolun sonu, aşk mı? Var mı?
Bilemezken,
Çıkamamıştık sokağın başına.
Dağ çocuklarının günlük çeşme başı;
Kurulamaz hayaldi,
Gölgem oldun bu yaz
Yazı bitirdik kar'a yetiştin
Git artık git!
Ben seni istememiştim...
Kimin olsan kimin?
Sen
dere içinden süzülerek
ışık hızında gelen
gümüş balığım.
Suyuna al beni!
Boyansın gümüşlerine bedenim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!