Düşündürdü bir çok anı etrafımda
Kimi de küstürdü sebepsiz haykırışlarla.
Bir sen vardı beni arayan,
Bir de ben vardı seni arayan;
O arayışlar sahiplerine ulaşmışken,
Mutluluk-huzur olması gerekirken,
Bir masal misali başlayan ama sonradan romana dönen bir oyundu belki de! Öyle bir oyundu ki lades misali bir başlayıp bir biten! Aslında bu oyunu çok sevmiştim gerçeğine öyle bağlanıyordum ki! ...
Abartı değildi,sadece ondaki benliliği görme çabası içinde,ayrılığın hüznününn nakış misali işlendiği gönlüme hapsetmekti.Bu sefer oyun değil de bir serzeniştelik vardı sallantı da olan köprü gibi akan sevgi ırmağının üzerine yerleşmişti.Üzerinden 2 farklı ama bie o kadar da benzer insan; dosthane ve gönülhane kapılarına doğru ilerliyorlar.....
Ey dost; gönülhanemden uçmayı bekleyen kumru gibisin! Ama yalnızca bekliyorsun ufak bir esinti de gökyüzüne savrulacaksın vegiden olacaksın.
Ey dost; dosthanemden uçmayı bekleyen güvercin gibisin! Ama ufak bir sarsıntı da gidip gökyüzüne uçacaksın ve yine giden sen olacaksın.
Ey dost; bunların hiçbiri olmadan da yapabilirsin.Yuvan,köşkün her zaman hazır ve kumruya da güvercine de yer var! Yeter ki sen benliliğimden kaybolma! ! ! ...
Senliliğe hasret beni,sensizliğin alıp götürdü,
Hasretliğine gebe beni,yine sensizliğin düşürdü.
Sevgini sakladım denizde amadalgalar götürdü.
Bir ben vardı sende,bir de sen vardı bende,benden düşündürdü....
Bir farklılık vardı sende,aslında herkeste olan ama benim yalnızca sen de gördüğüm bir SEN!
Farkında olmasanda; içimdeki senlilikti,
Adem olamadım; pişmanlık içinde tevbe aşkına tutulan,
Bilal olamadım; kayayı imanla göğüsleyen,
Yusuf olamadım; kuyulara-zindanlara atılıpta yarinin yolundan ayrılmayan,
Eyyub olamadım; sabır taşı misali yontulup,şükreden,
Muhammed(s.a.v.) olamadım; karşılık vermeden 'selam' diyen,bütün güzelliklerin kendinde olmasına rağmen O az saysa da bolca dua edip teslim olan,
Aişe olamadım; iftiralara sabredip tevekkül içinde olan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!