İlahsal yalnızlığın
Melânkolik bedeni
Şavksız dizelerinde
Münevveri imgeler!
Tokalaşan ellerin
Buseli yanakların
Nasırdan yiteceği
Kardeşliği imgeler!
Şahlanan can kuşuyla
Müheyya toprağıyla
Taşa çalınanları
Karanfille imgeler!
Yeli deli burağan
Saklı hisle damlayan
Sinsi öfkeyle çakan
Semaları imgeler!
Yeşiliyle yurtlaşan
Mavisi yudumlanan
Toprağıyla doyulan
Yeryüzünü imgeler!
Yemişini koruyan
Yuvasını sırtlayan
Yaraları kaplayan
Kabukları imgeler!
Tambura ağızları
Fettane bakışları
Zahiri gülüşleri
Müşfikane imgeler!
İmgesel bir imgedir
Hepi topu belgesel
Adına barış denen
İmkansızı imgeler!
Tenezzül etmem yaşam dediğiniz her neyse; ona gülmeye
Elbet kahkaha atacak vardır; bir köşede sessizce öldüğümde…
Eşiğini çoktan geçmişlikle
Hazırım gözüm!
Hem de her şeye hazırım!
Kalıpta anlaşılacaksa şarap tadında
İki dizem
Bir kardeş diyarı olacaksa
Değersiz hasretlerin bittiği “o yer”
Bakmam ardıma
Eyvallahsız tükürüğümle
Ölümüne çeker giderim…
“Bir tarihin saçma kalıntılarının alıntılarıyla sürdürülmeye çalışılan bir yaşam; gölgesine gölgesiz bedenlerin gömüldüğü bir yaşamdır benimkisi… Yüzyıllara sığmayacak kadar büyük ama görünemeyecek kadar da küçük bir yaşam! Zihinde düşlenen ama dillenme yasaklı o iki kelime; ‘o an’…
Son koz Olduğunda son nefes O nefes; Yere göğe meydan okunacak
“o an” olsun! ..
29/08/2014
Erdal KeskinKayıt Tarihi : 29.8.2014 22:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!