Çok güzel yazıyorlardı, hepsini okudum.
Şen şakrak parıldayan imgelerdi onlar.
Beynin dolambaçlarından akan kelimeler,
Yüklemsiz tümce olup önüme düştüler.
Taş duvarların üstüne dökülen yağmur,
Boş asfaltlardan yansıyan fersiz ışıklar,
Kükürtlü gecelerdi, ciğerlerime soludum.
Kim bilebilir ki gelecek sonbaharları,
Nasıl düşecek acaba, melankolik yapraklar.
Yine en çok şiir yazdığım mevsim mi olacak,
Aynı coşkuyla açacaklar mı?
Dağarcığımda biriktirdiğim kasım patları.
Kalemimin ucundan tarihe not düşen zaman,
Kör dövüşlere bile tanıklık etmeden,
Unutulmuşluğun girdabında sürüklenirken,
Değişip, dönüştürdüğüm kırık dökük anılar,
Kalıcı bir yapıt bırakmaya yetecek mi?
Tut ki sayrı bedende tükenirken yıllar,
Ölümün soluk yüzüyle hesaplaşırken,
Nasıl bitecek hayat denen sonsuz keder.
Umarsız geçiyor denen her günün,
Çetelesi tutulacak mı diye düşündüm durdum.
Kayıt Tarihi : 22.10.2014 13:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!