Kavuşamayacağını bile bile birini deli gibi sevmek ne acı!
Ölmüyorsun ama eksilerek yaşıyorsun.
Ölmekten daha kötü..
Hava gri ile iç içeydi tıpkı seninle ben gibi
ağaçlar dökülmüş...
Çiçekler ise solmuştu
benim gibi
Ve güneş inadına ısıtıyordu tenimi çıldırmışcasına
bakamıyordum titriyordu gözlerim..
Biz insanız dünya denilen yere hayatımızı yaşamak için terk edildik buraya.
Tanrı, bir tanrımız vardı sözde kötüleri cezalandırır iyilere ise ödüllendiren bir tanrımız.
En başında bizi böyle bir yalana inanmamızı sağladılar ama hepsi bir kurmaca,
Hüzünlü bir eylül akşamında,
Düşledim seni defalarca.
Ninni söyleyerek ağaçlara veda eden,
O kırılgan yapraklar gibi veda ettim gerçekliğe.
Ben değilim.
Ben değildim.
Ama
Hep sendin.
Betonlaşmış bu yeni Dünya'nın
Gri sokaklarında ki o katran
Bilemezdim
Bilemedim
Ne denli yanacağımı
Ama yandım
Ve küllerim yine adını zikrederek yeniden doğdu
Bir anka kuşu misali
Şimdi yaşama kırgın dudaklarımla sesleniyorum tanrıya
Neden? Neden tanrım bugünde gözlerimi onun gözlerinden uzak kıldın?
ve
Ölüm bu saatler
Ölüm bu sevdam
Ölümdü gündüzüm ve gecem
Soğuk bir yakarıştı bu kimsesizliğim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!