Biraz siyah,
biraz kırmızı,
biraz tütün sarısı.
Bir kaç anı,
bir kaç gözyaşı,
kırık bir sandalye,
tozlanmış bir masa.
Bir kalem,
bir kaç kâğıt
ve sonsuz hayal
ve sonsuz sözcük
bağışla bana heybenden.
Seni anmak,
seni yazmak,
seni haykırmak,
seni ebediyete taşımak gerek.
Sen;
dünün gerçeği,
bugünün düşü,
yarının hayalisin.
Sen;
kurumuş çiçekleri yeşerten,
mevsimlere anlam katansın.
Sen;
rüyalarımın tabiri,
gülüşlerimin bahanesisin.
Hatırlar mısın?
Bir bayram günü
gözlerim gözlerine değmişti.
Siyah bir yazma örtmüştün.
Yüzünde krizantem çiçekleri açmıştı.
O gün,
kulaklarıma kazınan,
beni ebediyen sana ait kılan
ansızın kulağımda çınlayan sesini duymuştum.
Sesin ve gözlerin
beni sana bağlamıştı.
Şimdi seni sana nasıl anlatayım?
Melekler kelimelerle anlatılmaz ki.
Kayıt Tarihi : 28.10.2018 00:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
7 AĞUSTOS 2018 SALI

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!