“Kaç yalnızlık daha ölmeliyiz sonsuzluk eşiğinde.”
Çözülür kabulümüze aldığımız imkânsızlıklar,
hüzüntülerimizi hatırlar aşkın kemikli dili.
Sadece bir yalnızlık kalır geriye ikimizin payına.
Ve ardından, ardı arkası kesilmez artık ardılsızlığımızın.
İntihar eder aramızdaki zaman,
başı ayağına çekilir yolların,
sınırsız bir dünya doğurur evren.
Ve bize sadece sarılmak kalır.
Çözüldü say avuç içimizdeki kitabeler.
Pası alındı bekleyişlerin.
Duası makbul,
gazası mübarek bütün koşularının.
Sevişmek sevap yazılıyor.
Alenen ibretiz artık asılsız aşıklığa.
Bütün sevinçlerin adil.
Bütün günahlarımız nefs-i müdâfa şimdi.
Beklemenin her harfini bir yerine göm şimdi eskinin.
Koyulmuştur yola o efsane kıyamet.
Taşımaya başlamalı mavişmiş gülüşünü ak yüzüne.
Nasılsa ibret-i alem artık sevap sevaplarımız.
Güneşe serme vakti bütün günahlarımızı.
Son yalnızlığın bir öncesi yaşadığımız yer.
Ezan çalınıyor çan yerine,
çanlar okunuyor ezan yerine.
Eşiği bu yere bağlayan bir yerde.
Hangisine koşsan sana geliyorum.
Bütün adımların adil artık.
Ne yöne baksa parmakların,
gerisi hikaye.
Kayıt Tarihi : 12.1.2006 01:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)