Alihoca/Ulukışla/NİĞDE
seni seviyorum…
bu hissiyâtımın derinliğini henüz ölçebilmiş değilim ve ölçmek gibi bir kaygım da yok gerçekte…
bakışlarıma yansıyan seni iyi tanıyorum.
sesinin kulaklarımdaki tınısının içimdeki titreşimlerinin, bende yarattığı etkiyi anlatabilecek sözcüklerden mürekkep bir cümle de kuramıyorum.
hani; “sözcük fukarası” olmamdan değil de heyecanımdan ötürü bütün bunları yaşadığım aşikar değil mi? ..
ve o kadar sebep var ki ayrık otlarına olan itirazlarımın arkasındaki bir zulaya sinmiş nefret tohumlarından “hüsran” çıkartmam için…
işte bu “hüsran” a itirazım var öncelikle…
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
- Hasan! Sende okudun değil mi Turan Hocanın mektubunu?
- Evet.Okudum. Kaleminin mürekkkebini, kalbine bandırmış yine!
- Ehh biz artık, hadi gidelim Hasan.
- Hadi gidelim çingene.
Eveet sevgili hocam, mektup çarptı beni de.. malesef ki oldukça çarpıcı bir mektup.. ilk mektubuna da bakacağım, ama bir sevgiliye yazılan mektup harem-i ismet olmalı değil mii?
ama yine de şair duygularını dışa vurmadan bunalmış bir gökyüzü gibidir, patlamaya hazırdır.. şimşekler çakıp gökler yarılacakmış gibi gürlerken nasıl duyarsız kalabilir ki? Muhatabı bu mektubu okuduysa mutlaka hislenmiştir.. biz de hislendik duygulandık tabii ki.. edebiyat derslerinde örnek olarak gösterilebilecek bir mektup..
tebriklerim, selam ve sevgilerimle...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta