Mektuplar 1
Deftersiz, kitapsız, hesapsız ve hatta sağlaması olmayan bir ilişkiydi bizimki; noktalama işaretleri unutulmuş bir yazı…
Karman-çorman bir romandı. Nerede, nasıl ve neden başladığı anlaşılmayan bir öykü, devrik cümlelerle dolu bir kompozisyonduk. Yüklemi bulabilsek belki özlem ortaya çıkacaktı ama sadece bir özlem belirdi, anlaşılması güç olan. neden, nasıl ve niyeleri kime soracağımızı bulamadık. Eylem ve fiilleri kendimizce yorumladık hep… Sağlamasını yapabileceğimiz bir hesap değildi çünkü. Birlikteyiz sanıyorduk ama denklemin hep diğer tarafında olduğumuzun da farkında değildik. Aslında kolay bir işlem olması gerekiyordu; bir artı bir, eşittir bir olması gerekiyordu ve biz o birden birçok şey olmasını hesaplayamadık ve her hesapta bir artı bir iki çıktı. Biz çıkamadık!
Sağlama yapmaya çalışanların çoğu uygun bir sonuç çıkarmıştı ama ya bardağın yarısı doluydu ya da yarısı boştu. Yarım bardağa bile sığmayan bir şeydi işte. İçinden çıkılamayanda buydu ya. Şey… Şey… Pek çok şey demekti! Biz, nasıl bir şey olduğunu bile kavrayamadık ve nasıl bir şeydi ki içinden çıkamadık?
Denklem, her bakışta doğru gözüküyordu ama denklemi hep sıfıra eşitleniyordu. Okuyucu nerede düşünür, nerede hüzünlenir bilemiyorduk. Klasik bir renkli pancurlu ev ve bahçede birkaç şey beliriyordu ve biz çiçek baktığımızı sanıyorduk ve umarsızca her sevinçte çiçeklerden birini koparıp birbirimize uzatabiliyorduk. Bir ölümün bir sevinci karşılayabileceğini sanıyor ve kurutulmuş çiçeklerle dolduruyorduk, defterlerimizin arasını. Oysa yeni bir sayfa açmış ve diğer sayfaları unutmaya anlaşmıştık ve hiçbir çiçek kırgınlığı onarmaz, biliyorduk.
Berabere sonuçlanmış bir maçın tartışmasını yapıyorduk ama ikimizde emindik, çıkan hiçbir kırmızı kartın geri alınamayacağından. Biliyorduk ama umarsızca sarı kart göstermekten de çekinmiyorduk.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta