Sana ilk mektubum bu.
Hoş geldin.
İçimdeki çocuğun ülkesini keşfetmişçesine -özenle- hoş geldin.
Zamanın dost olduğu bir zamansın sen.
İlk doğum sancım anında, acı çekerek, beni yaşatacak ilk havayı solar gibi, hoş geldin.
Her gidişinde yağan yağmur, İstanbul’da gelişine yağıyor bu sefer.
Ve bütün güzel aşkları içime yığılıyor bu kentin, seninle.
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Devamını Oku
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi