Bunca yıl, bunca mevsim beklediklerim bunlarmıydı? Depremlerde kalmış kağıttan evler gibi yıkılmak mıydı tüm beklentilerimin, yangınlarımın ödülü?
Oysa ne hayaller kurmuştum! Hazanlarda dökülse de yapraklarım, başım dik beklemiştim seni. Demli çayım olmuştu hayallerin, her yudumda gözlerimi kapatım tebessüm ettiğim.
Bir ömür yaşadım sensiz, ki her saniyesi bir ömre bedeldi. Ve bir ömür sonra senli birkaç gün. Ki bin ömür olsa ne fayda sonu sensizlik olduktan sonra.
Bu yıkım çok ağır geldi bana.Küçüldüm, bir karınca kadar küçüldüm sonunda. Ki karıncanın bile yaşama arzusu, ümidi vardır. Ya benim neyim kaldı. Benim tüm varlığım, arzum, ümidim sendin. Ve gittin...
Ne sevdan anladı sevdamı, ne de sen anladın yangınlarımı...
Alanya,19/09/2001
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,