Mektup Şiiri - Ali Yavuz 2

Mektup..

Merhaba...
Çoban ateşinde demli muhabbetim,
Selâmını aldım!
Bütün faaliyetleri durdu kalbin,
Geçen gün mahallede beni sormuşsun yeni yetmelere.!
Hala aylak aylak gezer mi demişsin.!
Az bi maytap geçmişler , ayarı verdim hepsine,
Bu ilk ve son mektubum,
Kalem itiraf edecek, sen susacaksın
Kağıt gizlemeye çalışak, sen okuyacaksın,
Kimbilir belki de yüreğimden son kez geçeceksin,

Neyse...
Seni sevmekle meşgulüm şu sıralar,
Hoş, başka bi iş'te dikiş tutturamıyorum ya,
Sensiz aldığım nefesi bünye kabul etmiyor,
Bir kere adın geçmeye görsün,
Kutuplarım karışıyor,
Çığrından çıkıyor göğsüm,
Hani hücre de tek başınasındır.
Güneş yok
Işık yok,
şık bir karanlık dokunur ya tenine,
O derece nüksetir nabzım,

Farzı misal...
Uzaktan seyre dalarım firikik veren gülüşünü,
Gamzene gömülür
Dudağın kıyısına vuran kalıntılar arasında sabahlarım,
Doğan güneş senin kadar hiç ısıtmıyor aslında,
İki firt alırsın da diskalifiye olursun ya hani,
Ha işte şimdi öyleyim...

Sol cebimden hiç düşürmezdim bağımlılık yapan seni
Serum yapar yine de damarlarımda gezerdin,
Bütün kötü alışkanlıkları bıraktım desem de inanma,
Şimdiler de, benim için yanan tütünü eksik etmiyorum,
Tecrübe sahibi oluyor insan,
Hayatı tanıdıkça deşifre oluyor duygularım,
Koşuyorum peşinden yetişmek ne mümkün,
ırak düşûyor umuda adımlarım,
Sonra külhanbeyi kesilirim dağ taş inler,
Ey hayat ta senin gelmişine geçmişine deyip
son bir dal sigara kundaklar kalbi
Ama asla...
İmalat fazlası sevmedim,

Anlıcan bitmesini istemediğim yarım sigara gibi azar azar derine çekiyorum seni,
Esaslı tiryakiymişim vesselâm,
Nüfuz ediyor keşfedilmemiş yaranın derinlerine,
Ne demeye gitttin ki.?
Ben karanlıklar ülkesin de ışığını bekliyorum
Sen başka şehri aydınlatıyorsun.!
Demirden olsa kalp, kora döner di,
Hani arada bir böyle güzel sevme derdin.!
Haklıymışsın ama...
Tutmuyor göle çalınan yoğurt kahve gözlüm,
Seni sevmeyeyim de.!
Eylül'e mi dönsün yüreğim.?
Yetim mi kalsın Lavanta'lar..?

Ali Yavuz