koca koca umutlar yuvarlasam sana; o nice anaların türkülerini yakıp dumanından umutlar var ettiği o kurak,ve buz ağrıdan,mektuplarını okusam cümle cümle,her satırını aşka batırıp uçurtmalar yollasam sana görürmüydün? Neden ağrı bilemiyorum ama orayı hatırladıkça o kan ve buz dudakların gelir aklıma,düşündükçe ellerim hiçbir yere sığmaz utangaç cümleler düşmeye başlar avuçlarımdan,yağız bir ezgi mırıldanır gece.Ellerim birbirine düşer, Alıp başımı giderim güneşin olduğu her yere, Hatırlıyor musun bilmiyorum ama Havanın bulutlu olduğu günlerde güneşin batıda uyuya kaldığını sanırmışız,şimdi ise,Güneşi her yere nakşediyor boy boy gökkuşakları indiriyoruz çocukların kalbine...Aslında gönlüm nemrutta biliyor musun? hiç büyümeyen ak kuzuların diyarı nemrut,yoo hercai değilim aslında, sadece Her sabah güneşe günaydın demek ve alabildiğine yaşamak güneşin alçak gönüllülüğünü,yazları nemruttan şafak sökerken güneşe tepeden bakılır kimi zaman,Bir o yana koşarsın bir bu yana...bir beşik gibi sallanır beyninde düşünceler arzular taarruza geçer! güneşi kucaklayasın gelir,Bir telaş alır ellerini...Korkuların birbirine dolanır. Oysa o güzelliği tadında bırak der sana içindeki ses onu izleyerek hisset ve gözlerinle dokunmayı dene,dünyada yaşamanın ve hissetmenin başka yollarıda olduğunu bilmelisin,sen varsan onuda var etmelisin der o koca nemruttaki giz.Dona kalır bakışların bir matematik kargaşası başlar beyninde yaşadıklarını yaşayacaklarından çıkarmaya,kaybettiklerini ise umduklarınla çarpmaya başlarsın,hayat sana hiçbir şey vaat etmemişti, oysa! o benliğindeki o evcileşmeyen yabancının tutsaklığından kurtulmak için buradasın ve artık ötesi yok canım ne yana baksan uçurum,bilseydin gideceğin yeri yıllardır bir ceviz içi gibi içinde taşıdığını belki vazgeçerdin en başından,anlardın her şeyin o kabuğu kırmakla başlayacağını! ama hayatta bunlarda gerekiyormuş sevgili...'yaşam bir şeyler yaparken başka yerlerde kaybettiklerindir' demiş anımsayamadığım bir yazar.
Özlemlerim bir kavim olmuş dört nala geliyor şimdi,Kırık tasma sesleriyle,ırgat bir sabi oluyorum,toz toprak içerisinde kalmış bakışları,Yine aklıma düştü nemrut ne zaman köşeye sıkışsam bir imge arardı düşlerim,ufkumda boşluklar dolaşıyor,geçmiş zaman oluyordum kimi zaman,evcilleşmeyen bir yanım peşime düşüyor yalın ayak; ağrıya koşuyorum, gece güneş sancıları çekmeye başladı, az bir vakit kalmış ebesi ol ebrulim. Dur tarayım şimdi saçlarını ellerimle usulca...Biraz daha vakit var, dökülsün saçlarından bir bir hatıralar,bak Aykırı bir sevda esiyor poyrazdan,aykırı bir hüzün var saçlarında; Yum gözünü ebrulim buyruğu gelmiş çocukların,çarmıha gerilen aşklar azade olmuş; yum gözünü ebrulim Kimsesiz bir arzunun kimlik özlemiyle seviyorum seni...
Kayıt Tarihi : 30.1.2004 09:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tevfik Mengüllüoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/01/30/mektup-53.jpg)
TÜM YORUMLAR (5)