Ah! Bu yazdan kalma güz yüzlü gün
Sonbahar konfeti serpili yüreğinle,
bu ne eda, bu ne işve kör zamanların geçitvermez ötesinde!
Buruk bir coşku, zincirlerinden boşanmış, delevşen
Bir an'a bir güne sığdırmak gibi tüm yaşamı
Sevmek şartsız, sevmek acıyı tatlıyı
Alı, yeşili sarıyı
Derin derin solumak, duyumsamak,
var olmanın dayanılmaz hafifliğini
Okşamak, dokunmak, "işte yaşam bu! "demek
Duru, yalın, mavi bir tüy kadar hafif olabilmek
Ne dün, ne de yarın, bugünde bu anda kalabilmek
Ah! yazdan kalan sonbahar gülüşlü gün,
herşey senin eserin
Kal gitme!
Kal ki hüznüm dağılsın biraz daha,
renklerinin çürümüş küf kokusunda
Kal ki maviliğinde yitsin kaygılar
Kal ki, kaybolayım çocuk düşlerimin nar çiçeği kırmızısında
Sevinçlerim dans etsin yakan, okşayan soluğunda
Ya da uğra sık sık, çal kapımı, açarım sana
Değil miki sığdırdın onca yaşamı tek bir an'ıma.
Hep gel, hep ara sakın unutma.
Kayıt Tarihi : 10.11.2014 15:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)