MEKTUP 4
darbeler ve muhtıralar çocuklarıyız biz. ne olduğunu, neler yaşandığını kavrayamasak da anamızın, babamızın, komşularımızın tedirgin adımlarından, ürkek bakışlarından, yabancıların, hatta manavın, bakkalın yanındaki suskunluklarından anlıyorduk iyi şeyler yaşanmadığını.
darbeler ve muhtıralar çocuklarıyız biz. kuşkunun, kaygının insanı boğan yalnızlıklarını paylaştık abilerimizin ve ablalarımızın.... ve onlardan öğrendik güveni, onuru, sevdayı...
'asmayalım da besleyelim mi? ', 'kana kan intikam intikam' çığlıkları arasında insanlıktan çıkanlara baktıkça daha bir gururlandık bize insanlığımızı öğretenlerle ve insanlığımızla. daha bir büyüdük, ve idam sehpaları kuranlara inat daha bir sevdik Deniz'i, daha bir sevdik Yusuf'u, daha bir sevdik Hüseyin'i, daha bir sevdik.... ve öykündük yaşamlarına.
darbeler ve muhtıralar çocuklarıyız biz. sevdalarımız memleketimize benziyor bu yüzden. tüm güzellikleriyle göz alıcı bir 'anka' gibi dirildikçe yeniden yeniden yakıldığımız ateşleri beslediler. işte bu yüzden çatık kaşlarımız, bu yüzden yüzyıllara dayanır en yeni türkümüzün yaşı.
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
Azıcık okşasam sanki çocuktular
Biraksam korkudan gözleri sislenir.
Ne kadınlar gördüm zaten yoktular