' sana söylediğim bütün sözcüklerin
pencerelerini kapat üşümesin.'
Sen bir insanı eşinden ayırdın gülüm
Kim kesebilirki senin cezanı
Tombaladan hangi yarısı çıkar bir filmin
Ve hangi adadan başlanırsa
Yaşanmaya kılınır bu dünyada
En küçük trajik ada cunda’ mı dır ki
Cumbalarından,‘ suyun öte yanı akar’
Ve sen nasıl geldin usulca yüreğime de
çöreklendin bukalemun gözlerinle
ve çıkamadın yıllardır bu tombaladan.
bir filmin içinden çıkıp,bir filmin içine girebilenler
Nasıl saklar gelecekteki kuşkularını
Yazmaz elbetteki jeneriğinde bu hayatın.
Ama gözlerin bekliyor
ya
o bana yeter.
Beyaz bir tır ın şovalyesiyim artık
Nitrogliserin ve seni taşıyorum
Taşıyorum,taşıyorum,taşıyorum
Katar katar seni taşıyorum
Ve elimden taşıyor bu yazıyorum
Elimde değil ya
Bazen seni teneşirde yıkayan bir gassal
Bazen de gül suyu içmiş
sarhoş bir doktor oluyorum sana.
Dinle bunları.
Bir esril sarayım sana da gör gücünü
Diyen bir bilim adamı gibi
Sardım sana kendimi.
Sınıfta kalmaktan korkan
okul kaçakları özgürlüğü
yaşadın benimle
Evet
yıllar
Borges’in atları gibi gelecek üstüne
E z i l e c e k s i n.
Ama bütün lanetliler kadar
Yine de sevdiğimsin.
En son yitik ülkenin hafızasından korkan bir
imparatorun sorularını sordum sana
üzgünüm ama
‘hiçbir şey yoktur ki dayanıklılık kadar baştan çıkarıcı’
olsun.
Onun için saklandı bütün kutsal kitaplar.
Ve dillendirilmedi sevda
dinlendirilmeden eski ahşap dosteyevski çatı katlarında
şimdi nerene atabilirsin ki beni.
Sakın ha istemem dönüşünü
Asla
Öyle bir yaşa ki
Çıkıp durayım aklının bir köşesinden
Kendi cinayetini planlarken
Öyle bir söz söylesem de sana
Öylede olur.
Sana kendimi öldürtsem.
Kim aklının çıkmaz sokaklarında kurşuna dizilmedi ki
Hangi kambur taşıyor suçumuzu
Neydi o, o ne
Neydi suçumuz
Bildiklerimizi mi sınıyorduk
Denekleri miydik yoksa birbirimizin
Ne kadardı gücümüz.
Hayatın en güçlü teoremi yıkıldı gidişinle
Yani kişisel tarih atlasındaki o meçhul yerimiz
ve ben
ve sonra biz.
Reddiyeler tarihini yazmaya hazır bekliyor ‘İmrahor’
Bulamamanı dilerim yinede kendini.
Katil ile maktul tezinde
Katilinden kaçan maktül müsün yoksa
Kaç maktul var şimdi hayatında
Haydi say bakalım.
Haydi satılmamış ördeklerden bir oyun yaz bakalım
Çıkar orta iki parmağı kesilmiş bir işçiden
Uzman bir yankesici
Ve alkışlat sonunda bütün sanatını
Öldür öldürebilirsen mezarlıklardaki bekçileri
Gecenin bayrağını çek bir sarhoşla
Naralarının ucuna tak
Apartmanlara şiir bağıran apartner bir şair bul
Ve muska yaz gecenin göğsüne
Niyetim yok sana
Sakın ha!
Kış gecelerinde sızlasın diye yazıyorum bunları
Korkma bu dizelerden
Şiire girmeyecek bir şey yaşanmadı aramızda
Gidişine bile uçurtma yaptım
Kuyruğunda dans ediyor bir çift jilet
Artık yıldızlarla ayla kerteriz yapmıyorum
Seni susuyorum şehrin göbeğinde
Falından da takip etmiyorum ki artık seni
Hiçbir soru takısı almıyorsun çoktandır
Uzun bir yol oluyor bana denk gelişin
Adın bile tersten aynı okunmuyor nAZAn
anla
Ha unuttum sormayı
İyi öyküler ağlatıyor mu hala seni.
İmza’N
Nazmi
Kayıt Tarihi : 27.7.2007 15:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nazmi Kalkan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/07/27/mektup-241.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!