Bir gün güneşin bütün ışınları bir araya toplandığında,Bir tek amaçta birleşirler?
Dünyayla ebedi bir yaşam...!
İşte benim bütün hücrelerim şimdi bir tek amaç için,bir araya geldi sevgili güneşim...
Uzak diyarlardan çıktım yola...
Çoğu zaman ıssız boranlara kimi zamanda hırçın Yağmurlara kaptırdığım oldu...
Her seferinde gelip yüreğimin kuytusuna otururdu yokluğun usul usul..
Karşıma çıksan birdenbire ve bütün bunları yazmama gerek kalmasa diyorum.
Attığım her adımın sonrasında bir soru yuvarlanıyor kılcal damarlarında beynimin!
Sevgiyle beslenen kalplerin Damarlarında dolaşan,Yaşama sevincinin bir kanadıymış hayat...
Yeniden başlayabilseydik diyorum,koşarak geldiğimiz yolları yeniden yürüyebilseydik.
Hızlı yemek yemekten,daha hızlı giden araba seçmekten,vazgeçebilseydik keşke...
özlemimizi,tuşların arasından kurtarıp çizgili bir kağıda bütün duygularımızı,
damlatarak yazabilseydik..
Soluduğumuz oksijenin Ciğerimizde örgütlenip Dağılmasıdır belkide Yaşamak...
Görebilseydik hızla yaşadığımız hayatın arasında aynı hızla kaybettiklerimizi.
Kılık değiştiren korku ve nefretimizin ocağına bir kar tanesi gibi,
Yayılıp eriyor zaman.Keş kelerle donatılmış bir yaşamın içinde soluk almaya çalışan pusulasız bir yolcuya benzedik.Çırılçıplak dağların bir ucundan,bir ucuna uzanan yaralı bir gecenin bağrından akan aydınlığı,yudumlayabilseydik her sabah..
Ve ıslak soluklarından buğuya bulanan evlerin camlarına resim çizen çocuklara,o hayalleri verebilmek...Hüznün doğuşu anlatılıyor Sonbaharın yaprak uçlarında.
Şimdi sen muhtemelen oturmuş yalnızlığını parçalara ayırmaya çalışıyorsundur...!
Parçaladığın kırıntılar arasında oluşan boşluklara,ne kendin inandığın nede bana inandırdığın hayaller kuruyorsun benim gibi..! Biliyor musun...?
İçim Gidiyor aslında.! Senden binlerce kere daha yalnız oluyorum,sana bunları yazarken? Beynimde dönüp dolaşan bir sözcüğün peşinden dolanıyorum öylece,tam söyleyecekken binlerce kez uzaklaşıyorum kendimden.!
Yaptığım yolculuklarda yollarında,sağanağa tutulup kaybolduğum bir şehre benziyor yokluğun,soğuktan benzi solmuş cümlelerle bir adres yazıyorum şimdi,sonunu getiremediğim. Yüreğime ıssızlık doluyor konuşamıyorum...
Evlerinin önünde umutları hiç sönmeyen şehirler varmış yollarını bilmediğimiz.
O ateşin dumanı olup bir tütsen diyorum,adresim olsan üstüme sinsen uzak diyarlardan.
Karanlık çökünce sen benim dolunayım,sabahları üşüyünce camıma vuran güneşimdin..
Şimdi ise:Okuduğum kitaplar,her zaman yürüdüğüm yol,aşım,ekmeğim,suyum,teneffüs ettiğim oksijenim? Her şey senin uzaklığında,Beni benden alıp düşüyorlar yollarına...
Hiç olmasaydın diyorum,Hiç tanımasaydım seni? Her şeyi söküp atmak istiyorum şimdi,seni hatırlatan her şeyi,denizi,iyot kokusunu,güneş batımında sevincinden ürperen kelebeklerin hepsini.Ve kendimi,ne varsa sana dair...
Yaz yağmurlarına benzetiyorum seni,biranda bütün dünyamı değiştiriyor,sırılsıklam ediyorsun,sonrasında yakıcı bir güneş ve kupkuru dudaklarla yokluğuna susamış bir yürek
Ayaklanıyor.Tırnaklarımla kanattığım,Sağanak bir gecenin ortasına atıyorum kendimi,ne yana koşsam nafile! Rüzgarın süpürüp yüreğimin avlusuna topladığı kalıntılarının arasında bir çıra gibi tutuşuyorum.Uzak diyarlara savruluyor küllerim yeniden yeşeriyorum defalarca...
Ve yeniden aynı kabusu yaşama ihtimaline rağmen,Defalarca seni yeniden seviyorum...
Kayıt Tarihi : 28.1.2006 09:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)