Mekteb-i aşka düştü yolumuz
Kaderin ipiyle bağlı kolumuz
Göklere çıkmaya olsa da yollar
Toprağa saplanmış ayaklarımız
Leylâk kokusu, sinmiş hâtıralara
Yabancı değilim hiç, buralara
Mektebe kaydım çok eskilere
Dayanır, cisimsiz zamanlara
Ağaçların gölge ettiği yere
Oturdum ve gittim çok gerilere
Sevgilinin yeri ve yakınları
Vazgeçilmezlik saçar sevenlere
Ahşâp evin duvarları bembeyaz
Penceremde durur bütün kış ve yaz
Varlığı sihirdir,beni yok eder
Bir yokluk ki,yanında çoklar bile az
Ağaçlara dolan bahâr rüzgârı
Yalayarak geçer tüm yaprakları
Bana esip gelen,O’nun nefesi
Zümrüde çevirerek toprakları
Târihin gözleri üzerimizde
Mermere işlenmiş pencerelerde
O nazarlardır, hayat kaynağım
İşleyen kalbime her seferinde
Kubbelerdir,mâziyle dolup taşan
Bir varmış bir yokmuş, geriye kalan
Cesâretim aşktan,ötesi yalan
Aşk asâdır,korkum ona yutulan
İstanbul, dünyanın bir tanesidir
Gül kokan, rüyâlar ülkesidir
Beni tenvîr eden O’nun ışığı
Tüm varlığım O’nun pervânesidir
Kıskanır elvân, boğazın mavisini
Nakşettikçe o,her İstanbul aksini
Gayriye bir nazar kılması bile
Soldurur gönlümün has bahçesini
Gelince aşk, bütün yollar kapanır
Her bir duygu o tek renge boyanır
Ağız bile gönül gibi göz olur
Yeme içmeyi bırakır,sevdâlanır
Bir gün gelir mezûn olur giderim
Mekteb-i aşka vedâ ederim
Ölümsüzlük kapısından geçerim
Bulur mânâsını öğrendiklerim
...................................................
Kayıt Tarihi : 13.4.2006 13:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!