Uyandırdı derinden gelen sabah ezanı,
İstedim zaman dursun, yaşayayım o anı.
Koştum, önümde gördüm kara giymiş Kâbeyi,
Selamladım saf saf dizilmiş sahâbeyi.
Asrı saadetin izleri hoş geldin diyor,
İşte bak peygamber, şurada tavaf ediyor,
Hatice’nin bağlılığından rüzgar esiyor,
Az ötede İbrahim, kurban kesiyor.
Ebu Cehiller hala kızgın kızgın bakıyor,
Ebu Bekirlerden etrafa rahmet akıyor.
Bak, Cebrailin bir acelesi var iniyor,
Nebi çıkmış dışarı, burağa biniyor.
Ali korkmaz, peygamber yatağında yatıyor,
Ömer yine öfkeli, müşriklere çatıyor.
Müminler hicrete hazır, Mekke ağlıyor,
Gidenlerin ardından karalar bağlıyor.
Şurda Hâcer telaşlı, burda İsmail koşar,
Zem zem durur mu yerinde, hemencecik coşar.
Altınoluktan taştı yağmur, alnıma aktı,
Başımı kaldırdım, Bilal döndü bana baktı.
Kaldırdım ellerimi arşa, Allahüekber!
O an duaya başladı etrafta melekler.
Secdeye kapandım, benliğim eridi gitti,
Rahman katıyla aramdaki mesafe bitti.
(Eskişehir 15/11/2003)
Hikmet KüçükKayıt Tarihi : 25.4.2005 14:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)