Mehtaba Küsen Gecelerde Zifiri Duygular

Fatma Avcı 2
226

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Mehtaba Küsen Gecelerde Zifiri Duygular

Hasretin rengi kırmızı, özlemler ise sarıya boyanmış. Ayrılığın sesini yansıtıyor dışarıdaki kuş sesleri. Dünya denen cam fanus, yalan ve riyanın çamuruna bulanmış. Aşk yok olmuş duygular firarda, ruh işgal altında bedenler ise müebbette.

Bir nefeslik sevgilerle avunan yürek, ağıtlar yakılan aşkların gölgesinde kaybolmuş. Ölümsüz aşklardaki bir nefeslik sevgilere tutunuyorum.

Avare, sabırsız, hapsedilmiş ellerin dokunduğu, bembeyaz duvarlı kafeste yapayalnız duran ben miyim? Unutulmuş insanların arasında farkında olmadan, yazdıklarım yalvaran ateşli kıvrımlarla benliğime dokunuyor. Uğuldayan tavan arasında rüzgârın sesinde ki namelerle hüznün bestesini yapıyorum.’’Her şey bana küstü’’ diye haykırmanın ardındaki umudu baharın gözlerinde arıyorum. Ayak sürüyüp geçtiğim yarı aydınlık sokaklarda.

Yüzümdeki hüzün boyalarının akıp gitmesini beklerken baktığım aynalarda çamurlu gözyaşım kalıyor. Dudaklarımdan katran tadıyla eriyen soğuk sözcükler sevgiliye ulaşamadan ayazda donuyor.

Özlemin kimi günlerde keskin bir şarabın sarhoşluğu, kimi günlerde acı, kimi günlerde ise insanı yerden yere vurma isteği veren bir zehir oluyor.

Sapı kırık taç yaprakları dökük bir sesle duygularımı anlatmaya çalışıyorum. Suya düşen dolunayın duygusallığına kapılıp şehlalaşan gözlerimin önüne seni getiriyorum. Gülümseyen yüzün, bal rengi gözlerinle el değmemiş coşkuma yama vurmadan seni senle yaşıyorum.

Karanfillerin keskin kokularının esintisinde hayat gülüşlerine takılıyorum. Kulak ardında bekleyen karanfiller gibi gönlünün karanfillerinde yaşıyorum. Kıymet bilmezlerin ellerine düşmeden, yaprakları koparılmadan ve sapından ayrılmadan.

Sular hiç yıldızlanmadı, dolunay hiç doğmadı yüksek tepelerden, sen gittiğinden beri gecenin siyah pelerini altında saklanıyorum. Mehtaba küsen gecelerde zifiri duyguların mahkûmiyetini yaşayan yalnızlıklarla avunuyorum. Özlemlerin çarpıp gittiği kapı eşiklerinde hüzünden kalan ayak izlerini siliyorum. Sesinin yankısına hasret duvarlar arasında kendi sesimle konuşuyorum.

Kaderim bölünmüş heceleri üzerinde devrik cümleler kurarken kimliksiz zamanlarda yazdıklarımızın içinde saklıyorduk, ağır aksak sevdalarımızı. Ezik duygularımız bölünmüş hasretlerle yoğruluyordu. Sahibine ulaşmayan mektuplar gibiyim. İçimden söküp atamadığım farklı benliğimin kölesi olmadan sahipsiz sevdamın sahibi olmak istiyorum.

Bedenime yapışan sen silueti silmiyorum. Kendim olmaktan çok sen olarak yaşamayı daha çok seviyorum. Boş vermediğim duygularımın ezilmişliğini yaşarken kaldığım suskunluklarımda sevginin en yücesine tırmanıyorum.

Gözlerimin içine işleyen karanlıklarda içime oturan sevgi sözcükleri mızrak gibi saplanıyor yüreğime. Kaybolan nefesime binlerce sözcük sığdırmaya çalışıyorum. Çıkmayan sesim, kabuk bağlayan yaralarımı kanatıyor. Kan kokusu sinince içime, bütün düşüncelerim taarruza geçiyor, sanki son nefese uğramış gibi titremeye başlıyorum.

Seni yazmak, yazarken seninle olmak, senin nefesini hissetmek, sana dokunmak. Yaz güneşinde duyulan susuzluk, kış ayazında bir nefeslik sıcaklık, kabuk bağlamış yaranın kaşınması gibi…

Kan ter içinde boğulduğum gecelerin sabahlarında hem seni istiyor, hem de senden nefret ederken tam bir çıkmaz çemberinin içinde kalıyorum. Sahipsiz bir benliğin içinde kendimle baş başa hesaplaşıyorum. Yaşadığım korkunç azapların ezilmişliğinde boş vermediğim hislerimin ezilmişliğini yaşarken kaldığım suskunluklarla, sevgi merdivenin en son basmağına tırmanıyorum.

Seni sana yazmakla bendeki beni bitirdiğinin farkına bile varmıyorsun. Seni her yazışımda içimdeki irini akıtıyorum beyaz sayfalar üzerindeki siyah harflerle. Acıların ölü dalgaları arasında seni sana anlatıyorum. Hayatımı sana prangaladığımı, bakışlarımı sana kilitlediğimin farkında bile değilim.

Yokluk zamanlarını yaşarken bile kimsesizliğimi unutmadım. Sakinleşemediğim hayatta her şey sen hesaplaşmasıydı.

İşte bu yüzdendir ki yalnızlıklar hep beni boğuyor, işte bu yüzden dağ gibi yalnızlık çukurlarında doluyorum. Sanki bir pusunun ortasında hislerim.

25.02.2012
Fatma AVCI

Fatma Avcı 2
Kayıt Tarihi : 25.2.2012 15:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Emine Tokgöz
    Emine Tokgöz

    hava güneşli ve pırıl pırıl ama yüreğime inen yağmurlar yağdı ve arkasından da sanki şimşekler çaktı ve bir yıldırım düştü sanki duygularıma..Okudum , okurken satır satır yaşadım her bir kelimeyi,her bir cümleyi,imrenmemek,beğenmemek mümkün müdür bu kadar güzel bir anlatımı.O kadar çok şey buldum ki içinde kendimden sanki anlatmak istediklerimin yaşadıklarımın bir özetiydi yazılanlar.

    Ayakta alkışlıyorum kalemi,şairi başka ne diyebilirim ki.

    Sevgiler,sevgiler sevgilerrrrrrrrrrrrrrrrrr bu güçlü şaireye

    K U T L U Y O R U M M M M M M
    K U T L U Y O R U M M M M M M

    Cevap Yaz
  • İlhan Koruyucu
    İlhan Koruyucu

    Duygulu,içten çalışma, yalnızlık teması işlenmiş kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Yaşar Aydın
    Yaşar Aydın

    cok cok güzeldi..yüreginize saglik..tebrikler

    Cevap Yaz
  • Ergin Bingöl
    Ergin Bingöl

    Sevenin aklında ve yüreğinde dalganan duygulardır, ayrılıktan sonraki yaşama yansıyan anılar. Çok duyarlı bir anlatımdı Fatma Hanım, kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun!(10on)

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal

    Usta bir ressamın tualine yansıyan zıt ,zıt oldugu kadar güzel ve ahenkli bir girdap ve bu girdabın gelgitlerinin resim edildigi ve doruklara tırmanmış duyguların şarhoşlugunda ,akıcı ve bir okadar latifti .......Kutluyorum o yüregi ve kalemi çok zevkle okudum tebriklerimle,esen kalın

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (9)

Fatma Avcı 2