Beyaz köpükleriyle dalgalar, denizin sonsuzluk sırrını verir gibi kumların üstünde sürükleniyor durmaksızın,
Ya da yıllar yılı bitirilen bir ayrlıgın özlem paylaşımıdır, bilinmez.
Yagmur damlaları süzülüyor umarsız, yeşil ayasından yaprakların, bir anlamı olmalı diye düşünmekteyim hani, yaşamı yeniden oluşturmak gibi, bilinmez.
Zamanın acılarını dindiremediği
Yaralarım kaldı senden,
Yağmurlar altında ıslanan
yalnız bir ağaç gibi
Sensizliği anlamaya çalışıyorum.
Sensizken,
bir gecede kac saat var,
bir saatte kac saniye,
ogrendim.....
ben yanı basındayım
sacların yüzüme savruluyor
uzaklar giriyor aramıza
suskunluğun gece gibi
gurbet koksa da nefesin
Yarınım oluyorsun
Ertelenmiş zamanlı dokunabilmelerin ilkbahar havalarında
Yani kırık bir aşkın dolma kalem ile yazılmış ilk satırlarında
Unutulmamış gri duvarların diplerinde titrerken ellerim
Şimdi Anlıyorum ki sen de ben kadar savruldun son bahar imzalı rüzgârlarda
Yetmişaltılarda kaldım hep haziranı on geçe, temmuza yirmi kala
Uzun cümleli paragraflara hiç sığmadı çocuksu sevgilerim
-DÜN-
Özlediğim günlerin, renkleri solmuş sayfalarını açtım sabahı beklemeden. Deniz kabuğu kıvrımlarında yitirilmiş çoğul seslerimiz (duymak olasıdır belki) , yüzleri belirsiz karaltılar dolu imgeler savrulmuş satır aralarına.
Söyle bana,
Unuttuğum yer neresiydi?
Sensiz
Ve sessiz,
Kar yağardı
Gecenin karanlığına;
Beyaz
Şaşırmıştı.
Umut,
bir kış güneşi;
en umulmadık ölçütte
ısıtır yorgun yureklerimizi.
Yani
Yarin eli gibi
Yağlı kurşun gibi girdin kır dikeni yüreğime
Cenin gibi büyümektesin hayalini ektiğim gecelerce.
Dediler ki, suda büyüyen halkalar gibidir sevmek
İnandım, duygu denizimde her taşınla daha fazla büyümek-
tesin.
Kokusu magmasında gizli tenimin, güller diktim yüreğime,
Dozu yüksek bir özleyişin kükürt sarısı rengi,
Mülteci sabahlarıma saldırıyor.
Çin işkencesi gibi çiy damlaları
Ağlama zamanıdır güllerin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!