Suçsuzum
Ne desem de boş
Gönül bu
Ferman dinler mi?
Sabırsızım ömrüme
İpte sallandım yüzyıl boyu
Bir gözyaşıydı istediğim çağlayanlardan
Gömdüm kendi toprağımda kendimi
Salındım, ölümüme döndüm yüzümü
Hiç kimsenin olmadığı bir kentin
Yalnızlığın acıları peydahladığı umutsuzluğu taşıyoruz
Ucube diye taşlanan
Kalbin sınırları içinde
Her tarafımızdan sürekli darbe alıyoruz
Gövdemiz büsbütün günah içinde
Biliyormusun bu günlerde sessizliğim niye
İyi halden belki cezam idama iner diye
Ve ölünce sonra da gözlerinin yerine
Cenneti verirler belki teselli niyetine
Yazarmısın ardımdan mezar taşıma şöyle
Toprağında sürünsün yüzüm
Ölünceye sevmezsem seni
Kan ağlasın iki gözüm
Ölünceye sevmezsem seni
Hak rahmetini görmeyeyim
Ben hangi mevsimi tamamladım ki
Ne huzur dolu akşamlar
Ne yazdan kalma yıldızlar
Şimdi ruhumda bir sürü eşkıya
Göğsümde çöreklenmiş bir sonbahar
Ömrüm hep sana kızdım
Ömrüm hep cana kızdım
Affına sığınarak
Bu defa sana yazdım
Hâyır mı kaldı maziden
Aklının alamayacağı bir yerde saklıyorum seni
Hayal ettiğim şeyler ile yapamayacaklarımın ötesinde
Suskunum bekliyorum
Gelip geçen ne varsa götürüyor bizi içimizdeki o yere
Hangi şey yeniden bizi biz yapar bilmiyorum
Daha dün gibi yanımda, kollarımdaydın
Boynuma sarılıp öper koklardın
Seviyorum derken
Hep özlüyorken
Şimdi neden bana yabancısın sen
Ömür dediğin nedir ki
Geçiyor işte
Biraz aksak, birazda yolunda
Aslında her şeyi ulu ortada
Kim bilebilir ki
2012 de yazılıp hem dergi hem de internet ortamında yayınlalanan şiire bir "zil takarak" kendi adıyla yayınlayan arkadaş. "Ölüm" adlı şiiri silmezseniz bu sitenin yöneticisi ile görüşeceğim.