Benim kara yazılı bacım
Öz vatanında özgür olamadın
Okumayınca gerici dediler
Okumak istedin ama okulundan atıldın
Simge dediler Allah’ın emrine
Bu gün bayram anne, ağlamak istiyorum
Oysa bayramlar, gülüp, selamlaşma günleriydi
Ellerin öpüldüğü, ziyaretlerin yapıldığı günlerdi
Ellerinden öpemiyorum anne, uzaklardayım
Telefonlar; ah telefonlar, bizi kavuşturur onlar
Yine bir bahar sevinci var bak bu akşamda
Gönlünü sakın arıtmadan, uyuma müjde ta oralarda
Affına sığın Mevla'nın ki, sen muhtacsın daima ona
Beratını al eline bıkmadan,usanmadan yürü en güzel durağa.
O durak ki sonunda mutluluk var biçare insana
Tefekkür et ey insan sorumsuzca yaşama
Yaşadığın ömrünü Mevla çeker hesaba
Gitmeyecekmiş gibi boş verip hayatını
Beklemediğin bir gün de çalacaklar kapını
Elbette çalınacak Azrail tarafından
Efendim, Peygamberim, yolumu sende buldumBu yol ki, ben ancak onunla mutlu oldumSeni anlayamadı Mekkeliler, bilemediler değeriniSeni anlamak istemediler ki, belliOysa sen, güneş gibi doğmuştun üstlerineVe sen efendim, kurtuluş reçetesiydin MekkelilereAnlayamadı seni kalpler, belki anlamak bile istemedilerVe seni bağırlarına basamadılar o nasipsizlerSen ki, nuri dilara idin, biçare gönüllere ilaç idinVe sen, kurak olan Mekke ye bereket, sağanak yağmur idinNasipsizler seni anlayamadılar efendim, Güneşin ışığına karşı karanlığı yeğledilerSen Rabbinden aldığın emir ve sorumluluk içinde onlara koştunKoştun da kurtuluşu sundan amma, nasip yoksa eğerBellekleri doluysa, ve sana, senin o güzel reçetene yer yoksaNe yapabilirdin, nasipsizlere nasıl ulaşabilir ve ellerinden nasıl tutabilirdinEfendim, istemediler o kurtuluş reçeteni, ve istemediler seniMuhammedül emin dediler amma, emin olan, Allah çağırınca düşman kesildilerOnlar seni ve misyonunu bilemediler efendimVe sen mahzun, üzgün ve düşünceli amma, Allah istemiyordu üzülmeniBir emir bekliyordun artık sevdiğin o topraklardan ayrılmak içinÇok sevdiğinin yolunda hizmet etmek için, Mekke’ni feda ediyordunVe insanlığa kurtuluşu,dünya ve ahiretin güzelliklerini sunmak için622 yılında, yanında sadık dostunla Medine’ye doğru yol alıyordunMedine ayakta seni bekliyor, sana kilitlenmiş MedinelilerÜzerlerine hangi güneşin doğacağını gayet iyi biliyor idilerVe sen görüldüğünde, sevinç çığlıklarıyla karşılıyorlar seniSenin şehrin oluyor Medine, ebedi kalacağın,bizi de çağıracağın şehrinSelam sana efendim ta uzaklardan, selam sana efendim Hollanda’danSelam sana efendim günahkar ümmetinden, Selam sana efendim,seni anmayı unutan ağızlardanSalat ve selam tahiyyetül ikram sana,al ve ashabına olsunBizi de al sancağının altına, kulun Yaşarı da unutma efendim
Bir dert bin ah olur sanki içimde
Neden böyle oldum anlamıyorum
Şimdi kimler kıvranır hangi dert ile
Ben kendi derdime yanar dururum
Dertler başka sanki şu yer yüzünde
Seni özlüyorum yine, içim yanıyor anne
Senin sıcaklığını arıyorum, ıssız çöllerde
Sana vurgunum anne, delicesine
Yine sar beni anne, ben: bebekçesine.
Sevgine muhtacım anne, şefkatine
Bilmek ve araştırmak ayrı bir yoldur
İlimsiz, irfansız kul neye yarar
Bakınca insana dıştan ne hoştur
Mevla’dan habersiz, kul neye yarar
Oku öğren ki değerin olsun
Yine akşamlardayım, bitmeyen akşamlar
Sabahı olmayan,gitmeyen akşamlar
Üstümden hüznü,silmeyen akşamlar
Böyle yaşanmıyor, geçmiyor akşamlar
Bazen güler bazen, ağlatır beni
Ne oldu vatanıma çalkalanıp duruyor
Her gün ayrı planlar su yüzüne çıkıyor
Çetelerle savaşlar gün be gün çoğalıyor
Vatanıma göz diken hainliği kusuyor
İnsanlar eşit olur yüce yaratıcıda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!