Hayatın süregelirliği nefesin her saniyesine işler
Ellerin titrer yürek gibi…
Gözlerin yaşarır…
Ömrün suyu içine akmıştır bir 25 Ocak günü
Hayatın tüm saniyeleri toplanmış bir çatı altında
Usulca bakar gökyüzünden ayrılan yıldızlar
Son bir kez parlarlar elveda demek için
Gözlerinin önünden akan veda ateşleri ürkütür
Karanlık basınca korkmazlar hiçbir zaman
Doğunca güneş batınca ay, söner ışıkları
Zaferin en tatlısıdır kazanmak
İlelebet ağlamak yerine sadece bir an gülmek
Bittiğin her yerde başlamak veya dönmek geriye
İntikam ne kadar az olursa işte o kadar masumsun
Ne kadar gülersen işte o zaman, o kadar suçlusun
Çağır beni acılara
Hiç düşülmemiş tuzaklara, yalanlara
Yaksın elimi attığım sahteleri
Bıraksın yalandan da olsa itiraf etmeyi
Olmaz sansın acımasızca sevmeyi
Ufkun en yüksek tepesidir kalp
Başköşede umutlar ve hayaller
En altta nefret ve acı…
Hayal etmeli insan
Çünkü hayaldir geleceğe götüren gerçek
Uçuyorum yağmurun sessiz kollarında
Bir meleğin kuş gibi kanadında
Uzaklara dalıyorum,yakınlardan
İki kelime edip çekiliyorum hayatından
Ve sonra hüznüne tutsak ediyor bedenim beni
Mutluluk resmi karşımda sessiz ve donuk
Elimde ömür fırçası uzatıyorum çizgileri sonsuza
Yazıyorum şansıyla hayatımın geçmesini
On iki satır yapıyorum sana ağlatma beni
Bakıyorum deli televizyonumdan geçmişe…
Mutluluk altında bir boş hüzün
Ya şimdi geleceğe
Ya hiçbir zaman geçmişe
Nasıl ağlar mutluluğa gözler
Sonsuzluğa eşit olur mu ölüm hiç
Tek arzusudur gökyüzünün güneşten
Haykırma gölge yerime yakıyor beni
Issız bir yağmur yağdığında kavursa seni
Olur mu sevdayla nefret aynı
Silinir mi bir kül parçası rüzgârla
Tek anlamı olan bir kelime, yürekten kopan
Her duadır seni ona götüren geçit
Gittiğin ümitler üzerine sakla bedenini
Ağlamak değil ihtiyacın olan
Son bir kez kaybet anlamını kalpte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!