Yok öyle bir şey...
Damla damla!
Bir yatak bul kendine.
Geç sonbaharın dökülen kuru yapraklarının ininden.
Aşkına bulan toprağın, karış diğerlerine.
Beraber süzülmeyi öğren.
Üşümez, soğuk bilmez,
Saat yok beşe gelmez.
Bir yokluk kavgasıdır,
Silah sesleri Lora,
Patlayan onca bomba ve zonklayan şarapnel başlığı,
Mayınlar, kimyasal,
Ve yürek burkan mermi hedefleri..
Insanlar kudurdu Lora,
Şehirler düştü,
Yaşamaktan vazgeçtiğin andır, aslında en çok yaşaman gereken vakit.
Düşün ki;
Geceyle gündüzün sessiz geçişine en yakın olduğu anındaki, gökyüzünün o uçsuz bucaksız karanlık isliğini...
Düşün ki;
Bir nar tanesinin olgunlaşmaya en yakın zamanında, acıtan ekşisini.
Sonra;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!