Aynadaki yabancı söyle bana bu ben miyim
Nerde o neşeli çocuk,
Nerde şefkatli anne..
Okyanuslar kurumuş,
Bir damla su bile yok
Duygularım var,
neşeli
çocuk gibi.
Duygularım var
şefkatli
O var olmasa bile yanında
Anlar sayılır anında,
İçimi titretiyorsun demek,
Zor değilse dünden,
14 şubat nemize gerek....
Çıplaktı ayakları
Üşümüştü...
Kömür gözlü kız çocuğunu kucakladı
Çocuk fısıldadı:
Anne...
SEN YAĞMURLARLA GELDİN
Çatlamış topraklarda fidanlar,
yağmurların sevgisiyle yeşerdi.
Kurumaya haykıran ağaçlar
serpilip birer orman oldular.
Unuttuğum gözyaşları...
O Simsiyah gözleri, çamurlu ayakları, kirli elleri,
ağırlığınca çocuğu taşıyan bir çocuk...
Nerdeyse çırılçıplak...
Tıklattı camını, arabamın...
Yaşanmış yaşanmaz, yaşadığını sanırsın...
Herşey yaşanmıştır ömür tükendiğinde,
........
Kimbilir? ...
........
Belki de hiç yaşanmamıştır..
Bir kıvılcım çaktı şubatın yirmisinde
Aydınlandı gökyüzü,
Kamaştı gözlerimiz,
Bir kıvılcım çaktı şubatın yirmisinde
Kazandı dostluklar,
Değişsin Tuncelinin adı Dersime,
Hatta varsın Diyarbakır olsun Amed,
Ankara yerine Engürü,
İstanbul ise Konstantinopolis olmazsa,
Benim Anam avradım olsun...
Çıkalım Ağrı yerine Ararata,
Dağ oldun yüreğime
Tırmandım doruğuna
Nehir oldun, su gibi
Aktın özgürlüğüme
Yağmur oldun çisil çisil,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!