Ben seni hiç bir akşamüstü terk etmedim
Akşamüstülerim seni sevmektir benim.
Yalnızlığım bir adımda biter benim
Hiç terk edilmiş bir şehrin aklına durduk yere gelmedim
kırmızılar sürmedim mesela yalnız sokaklara
bana bir çay, sıcak ve demli olsun
ne diyordum,
ha gözlerin!..
Nasıl bir akşamın öncesine benziyor
ucu yok bucağı yok
diyorum, nasılsa rüyalarla sarılmış
Fazla güzel olma
severek güzelleştirmeliyim seni.
Gülme!
Ben güldürmeliyim.
Sorma,
Sen sormadan söyleyeyim:
Çalınmış ne kadar ay varsa gökten, benimdir.
karanlığım böylesi derindir.
zamansız bir ayrılık gibi bağrında,
kalmışım akşam gibi sabahlarda
ne uzun bir yalnızlıktır sen varsan yokluğumda
gözlerin varsa
alnı kırılmış
-dan beri
yokluğun
çiçeğin beline
değirmenleri
salmış
dağların önünde kayaların serpildiği
ve ıslak,
deniz desem neden böyle çirkin
deniz desem deniz değil.
beyazlar sarmış yüzünü
öyle korunaklı bir gülümseme daha görmedim
Hiç değişmemiş gibisin
Fakat
Her zamanki yalnızlığın değil bu
İsmin her zamanki
Gittiğin yol her zamanki
Yüzün,
Bir mekâna geldin,
Bir kahve söyledin,
Çok geçmeden geldi.
Aslında kahvenin geldiğini bile çok sonradan fark ettin.
Daha bir yudum bile almadan soğumaya başladı
Ayrı dünyaların insanı filan değiliz.
Sadece,
Sen erken uyumaya alışkınsın
Ben "Ne kadar az uyursam o kadar iyi"
Sen balkonundan insanları izlemeyi seversin
Ben çıkıp dolaşmayı
olsun, sevme. olsun...
sen de beni seversin diye sevmedim ki.
ama bir gün seversen
sevme benden daha fazla kimseyi
biliyorum zor,
dünyanın en zor şeyi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!