Önce ilk cemre düştü toprağa.
Ve ardından... aslında bilmiyorum
Hayalime bir can düştü
İlk önce bir damlaydı
Berrak tonunda kalbime düştü
Sonra iri damlalara halinde can düştü
Koptu içimdeki zakkum çiçeği
Duruldu Biraz güneş
Kızılımsı tonunda azbiraz
Akşamı solmuş bir gün gibi
usülce ve yavaş yavaş
Ve yine aklıma sen düştün
sabah erken kalktım herzamanki gibi
herhangi bir gün işte ama sular buz gibi nedense
elimi yıkadım ve kana kana içtim bu başka bişeydi işte
mis gibi hava ve havaya karışan koyun kuzu kuş sesleri...
annemin elinde uzunca bir sopa kara ineğin peşinde
dedem mevlüt beya uzun sakalıyla sağa sola emir yağdırır
Bir akşam üstü
Çayımızı yudumlarken,
Salacaklar kahvesinde.
Boğazın serin derinlikleri,
Bardağımızda ısınır da durur.
Çiyanlar da ölürmüş bildin.
Hani ikiyüzü görürdün ya
Rabbini ölürken ancak bildin
Çok sevdiğin yaza yetişemedin
En büyük sükutu hayalin
İsyan ile dolu son nefesin.
Bugün cumanın ertesi....
Zaman hızlı geçiyor vehimi.
Gün gün aksıyor zamanın gür sesi.
Sakağında kır çiçekleri...
Sende mi oldun zamanın aziz esiri.
Bizler saf adamlardık
Sırtımızda ağır bir yük
Sanki bu devlete yüktük
Bizler milletin saf evlatlarıydık.
O küçücük omuzumuzda
Dedim:Sol yanındaki bere midir?
Dedi:Berem en uzak derindedir.
Dedim:Vuslatın Hangi saattedir?
Dedi:Uykudan kaldırman gerekir.
Dedim:Hicranımdır şavkım üstüne.
Biraz daha sakinim...
Dinginleştim...
Keskin sirke küpüne zarar...
yeniden bildim.
Her ne kadar haykırmak istesem de.
Kelimelerimi imiğime gömdüm.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!