Mehmet Özata Rubaileri-2

Mehmet Özata
4

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Mehmet Özata Rubaileri-2

Dediler, Ahmet Dalkılıç gönül adamıdır,
Şiir yazar, beste yapar, sazın sultanıdır,
Gönül tellerimizi titretir şarkılarıyla,
Canların cananı, ehli aşkın dermanıdır… (Mehmet Özata)

Ete kemiğe büründün, Adem oldun dediler,
Ruh ve akıl verdiler insan oldun dediler,
Eleştirel akılla hikmeti sorgulayınca,
Sen her şeye karışma, fazla oldun dediler…(Mehmet Özata)

Şiir Tanrı dilidir, ibadettir insana.
Şiir sevgi selidir, saadettir insana.
İlahi bestedir şiir insan makamında,
Aşıktır, sevgilidir, zerafettir insana…(Mehmet Özata)

Şiirle halden hale girip zamana akıyorum,
Müzikle kendimden geçip manaya taşıyorum,
İnsan bir kere gelirmiş cihana diye coşarak,
Bezmi meyde aşk ile meşk ile mestane yaşıyorum…(Mehmet Özata

Biz daha şiirle eremedik murada.
Şiirden daha güzel ne var dünyada?
Hele nağmeyle bezenmişse dizeler,
Sema yaparak uzanırsın Tanrı’ya…(Mehmet Özata)

Madem ki varsın, bu aleme tutunacaksın,
Her şeyi dert edip, kafana takmayacaksın,
Nasıl olsa bir bilen hep bildiğini okuyor,
Aşk ile, mest ile mestane yaşayacaksın…(Mehmet Özata)

Sıra bana geldi rubailerde,
Coşarım, taşarım rubailerde,
Hayatı dörtlüğe sığdırmak için,
Zamanı aşarım rubailerde…(Mehmet Özata)

Ezelden gelir ebede giderim,
Bir garip yolcuyum kime ne derim,
Zaman ötesine geçer dururum.
Aklımı başımda zor zaptederim.. (Mehmet Özata)

Gülelim dostlar, bu alem ağlamaya gelmez,
Ararsan dağdır dertler, sormaya gelmez.
Olmakta olana gücün yetmezse eğer,
Kadere yaslan fazla sorgulamaya gelmez…(Mehmet Özata)

Öyle dostlarım var ki, yanlarında lal olurum,
Onlar konuşur ben dinler arzu hal olurum,
Varlık yokluk aleminde sema yaparak,
Cehalet bağından çıkar bahtiyar olurum (Mehmet Özata)

Tekamül etmesen yaşamı anlayamazsın,
Başına her geleni kadere bağlayamazsın,
Dünya bir ibret sahnesidir, düşünsene biraz,
Her şey sen yaptın, kimseyi suçlayamazsın…(Mehmet Özata)


Evrende her şeyle beraber sen de dönüyorsun,
Kainat dönmeye programlanmış bilmiyorsun,
Öyle sonsuz bir uyum var ki, ilahi düzende,
Gönül gözün kapalı o yüzden görmüyorsun.. (Mehmet Özata)

Hak için Hak’tan yanayım şaşmam adaletten,
Her türlü bela vız gelir kaçmam melanetten,
Nasıl olsa ilahi adalet tecelli edecek bir gün,
Ha cennet ha cehennem korkmam kıyametten….(Mehmet Özata)

Garp her şeyi sorgular felsefeye tapar,
Şark sadece inanır, felsefeye yan bakar,
Biri eleştirel akılla düşünür, yapar yapar,
Biri her şey Allah’ın hikmeti der, yatar yatar….(Mehmet Özata)

Dostlarım ara sıra arasınlar, isterim,
Halimi, hatırımı sorsunlar, beklerim,
Maddeye tapan insanları gördükçe,
Manada kalan dostlarımı baştacı ederim… (Mehmet Özata)

Sevgi öyle bir şifadır ki hastalara can verir,
Paylaştıkça çoğalır, yaşama anlam verir,
Sevgisiz gönüller çorak toprağa benzer,
Ne sevecek can verir, ne de bir canan verir. (Mehmet Özata)

Aza kanaat etmeyen çoğu da bulamaz,
Kadir kıymet bilmez, varlığı kavrayamaz,
Allah’ın büyük lutfudur azla yetinmek,
İnsanı kamil olmak herkese nasip olmaz.. (Mehmet Özata)

Yaşam güzelleşir, yücelir bayramlarda,
Dostluk, kardeşlik dile gelir bayramlarda,
Sevgi, saygı, erdem hayatın renkleridir,
Hayat bin bir renkle bezenir bayramlarda (Mehmet Özata)

Tanrım nasıl yarattın bunca insanı tip, tip,
Uslarında nasıl fark yarattın ey yüce sahip…
Hikmetinden sual olmaz ama neydi muradın?
Hepsi başka bir alem, hepsi başka bir garip, (Mehmet Özata)

Hababam yaşıyoruz, dostlar hababam,
Görüntü güzel ama, arka plan sıradan,
Aydınlık, araştırma, tekamül hakgetire,
Geldiğimiz gibi gidiyoruz dünyadan… (Mehmet Özata)

Zaman ömrü yiyor, biz dolanıp duruyoruz,
Eller aya gidiyor, biz sallanıp duruyoruz,
Herkes aklından razı, başımızda huniler,
Birileri çalıp duruyor, biz oynayıp duruyoruz…(Mehmet Özata)

Ete kemiğe büründün, Adem oldun dediler,
Ruh ve akıl verdiler insan oldun dediler,
Eleştirel akılla hikmeti sorgulayınca,
Sen her şeye karışma, fazla oldun dediler…(Mehmet Özata)

Şiir Tanrı dilidir, ibadettir insana.
Şiir sevgi selidir, saadettir insana.
İlahi bestedir şiir insan makamında,
Aşıktır, sevgilidir, zerafettir insana…(Mehmet Özata)

Şiirle halden hale girip zamana akıyorum,
Müzikle kendimden geçip manaya taşıyorum,
İnsan bir kere gelirmiş cihana diye coşarak,
Bezmi meyde aşkla meşkle mestane yaşıyorum…(Mehmet Özata

Bahar buruk geldi, “coşkum kalmadı” dedi,
“Hava kirli, su kirli, toprak kirli yapmayın” dedi,
“Çoğaldıkça doymadınız, tar-ümar ettiniz beni”,
“Ben varsam varsınız, ey insanoğlu anlayın” dedi…(Mehmet Özata)

Bu güne kadar tam yedin, yarım yiyeceksin,
Bilinçli beslenmek, nedir, nasıldır, bileceksin,
Can boğazdan gelir, boğazdan da gidermiş,
Korkarım ecel kapıyı çalınca öğreneceksin…. (Mehmet Özata)

Bir afet-i devrana bağlandı kaldı gönül,
Onsuz geçen zamana ağladı kandı gönül,
Ömrüm hazana erdi kara sevda yüzünden,
Cehennem ateşinde dağlandı yandı gönül… (Mehmet Özata)

Ölüm insanlara güzel yaşamayı öğretti,
Gününü gün etmeyi paylaşmayı öğretti,
Ölüm henüz ölmemişlerin acısıdır,
Ölmeden ölenlere korkmamayı öğretti…(Mehmet Özata)

Tekamül gerektir varlığı görmek için,
Aramak gerektir hikmeti bulmak için,
İnsan-ı kamil olmak zorlu bir süreçtir,
Nice çileler çekilir, vahdete ermek için…(Mehmet Özata)

Çağdaşlığın felsefesi eleştirel akıldır ey Şark!
Asırlarca uyudun, taklit ettin ağlamayı bırak,
Bir lokma bir hırka diyerek yan gelip yattın,
Artık kendine gel, Allah aşkına ayağa kalk… (Mehmet Özata)

Özüm hikmettir benim, ta ezelden gelirim,
Toprak beni çeker, ben göklere meylederim,
Ben ağlar, gökler ağlar biçare bir ademim,
Başı meçhul, sonu meçhul bir alemde derbederim.. (Mehmet Özata)

Yüce Tanrı çamurdan yaratmıştır insanı,
Gözetmiştir, eğitmiştir kollamıştır insanı,
Tekamül sürecinde isyan etmişse de insan,
Yüce Tanrı hoş görmüştür, affetmiştir insanı… (Mehmet Özata)

Kozmik genişleme artan bir hızla sürüyor,
Evrendeki sonsuzluk beni dehşete düşürüyor,
Anlaşılan Tanrı da bıktı bizlerle uğraşmaktan,
Yeni galaksiler, yeni gezegenler yaratıyor… (Mehmet Özata)

Göz bakar, beyin görür, kalp duygu katar,
Sonsuz uyum tabiatı anlamakta yatar,
Tanrı’nın suretine aynayız, görebilirsen,
Aç gönül gözünü,her şey görmekle başlar…(Mehmet Özata)

Elden ayaktan düşme, yalnız kalırsın,
Canın cananın yok olur, gelir sanırsın,
Hayat sahnesinde ahde vefa arama,
Düşenin dostu olmaz, düşünce anlarsın.. (Mehmet Özata)

Cahit Sıtkı üstadı dün gece bir daha andık,
“Haydi Abbas” diyerek, asumana uzandık,
Acılarla geçen kısa ömrünün hatırasında,
“Otuzbeş yaşla” ağlayarak, üstadı selamladık…(Mehmet Özata)

Üremek değil amaç, hidayete ermektir,
Var olanda yok olup, yoklukta görünmektir,
Dünya bir ibret sahnesidir anlayanlara,
Kemale erip aleme güzellikler vermektir…(Mehmet Özata)

Yağmurla uyandım, baktım tabiat ağlıyor,
Toprak açmış bağrını yağ yağ diye yalvarıyor,
Su ve toprak ölümsüz ikili gibi seviştikçe,
Toprak aşeriyor, tabiat bir daha canlanıyor…(Mehmet Özata)

Öfke gelir göz kararır, zarar verir insana,
Öfke geçer yüz kızarır, utanç verir insana,
Önce bin düşünüp, sonra konuşmalı insan,
Yaradılmışı hoş görüp, sevip saymalı insan…(Mehmet Özata)

Yıllar sonra dotlarla Ankara'da buluştuk.
Çocuklar gibi sevindik, anılarla konuştuk,
Aşkla, meşkle mestolduk vuslatın kucağında..
Hasreti meze yaptık, kadehlerde savrulduk...(Ankara-mehmet Özata)

Özbek, Erdem, Özata, Yağan ve Gırasan,
Muhabbeti demledik kahkahalarla dün akşam,
Çocukluk günlerimizi andıkça çocuklaştık,
Gökyüzüne çıkarak başka alemlerde dolaştık...(Ankara-Mehmet Özata)

Rubailerle tırmandım asumanın damına,
Üstadları ararken Hayyam geldi yanıma,
'Rubailer hikmettir, çocuğum onlar” dedi,
Bari sizler yazarak fatiha yollayın ruhuma...(Ankara-Mehmet Özata)

Her şeyde bir hayır vardır, hayra yorarsan,
Her yerde zulum vardır, şerre yorarsan,
Yaptığımız tercihler belirler hayatımızı,
Güzellik bakan gözdedir, bana sorarsan… (Mehmet Özata)

Yastığa başını koyunca düşünüyorsun,
Yarına var mısın, yok musun, bilmiyorsun,
Ölmeden mezara girmişiz İstanbul’da,
Bir varmış, bir yokmuş misali yaşıyorsun.. (Mehmet Özata)

Yıllar bindi sırtıma, yüküm zamandır,
Kara sevda başımda, halim yamandır,
Çok yaşayan çok bilir derler, inanma,
Ben yaşadıkça azaldım, hepsi yalandır.. (Mehmet Özata)

Sen seni bilirsen, varsın bu alemde,
Başkaları da var, anlarsın bu alemde,
Bizlerle, onlarla hayatı paylaşırsan,
Verdikçe yücelir, yaşarsın bu alemde… (Mehmet Özata)

Her seher rubaiyle seni anarım Ya Rabbi!
Hikmetinde kaybolur seni ararım Ya Rabbi!
Cemalini görmek için asumanı turlarım,
Gönül gözüm kapalı ona yanarım Yarabbi! (Mehmet Özata)

Ezelden geldik bu dünyaya yaşar dururuz,
Eremedik sırlarına alemin bakar dururuz,
Var olanda, yok olanda yaradandan ötedir…
Cahiliz hikmetin deryasında yatar dururuz… (Mehmet Özata)

Zerredir evrende kısa bir andır insan,
Ete kemiğe bürünmüş zamandır insan,
Varlık yokluk aleminde hikmete durmuş,
Düşünüp Tanrı’yı bulmuş ummandır insan… (Mehmet Özata)

Hani halden hale girer isyan edersin,
“La havle” çeker bu da olmaz ki dersin,
Bağrına taş basar katlanırsın bahtına,
Acıyla olgunlaşırmış insanoğlu neylersin,19/8 (Mehmet Özata)

Hani halden hale girer isyan edersin,
“La havle” çeker bu da olmaz ki dersin,
Bağrına taş basar katlanırsın bahtına,
Acıyla olgunlaşırmış insanoğlu neylersin,19/8 (Mehmet Özata)

Zaman ömrü yiyor, biz dolanıp duruyoruz,
Eller aya gidiyor, biz sallanıp duruyoruz,
Herkes aklından razı, başımızda huniler,
Birileri çalıp duruyor, biz oynayıp duruyoruz…29/8 (Mehmet Özata)

Çilingir sofrasında muhabbeti severim,
Saba’dan, Uşşak’tan hep şarkılar söylerim,
Hayat bir bestedir muhayyer makamında,
Aşk ile, meşk ile yaşar gönlümü şad ederim…26/8 (Mehmet Özata)

Yeme, içme, oynama, gülme, eğlenme,
Öbür dünyaya sakla hevesini söylenme,
Yani ki ölmeden mezara koyarlar bizi,
Olası dünyada meçhul gel de dellenme…16/8 (Mehmet Özata)

Tanrı emanetidir vucudun iyi bakacaksın,
Uzun bir ömür üstünde can taşıyacaksın,
Gaflete düşer de ihmal edersen bünyeni,
Devasız dertlere düşüp perişan olacaksın…19/8 (Mehmet Özata)

Gözün kuyusu yoktur, bakar gideriz,
Geçmeyiz gülden güzelden yakar gideriz,
Hayat bir bestedir Muhayyer makamında,
Aşk ile, meşk ile mestolur yaşar gideriz… 7/8/07 (Mehmet Özata)

Ete kemiğe bürünüp varlığa doğduk,
Hayal dünyasında dolanıp durduk,
Tanrı’nın yazıp yönettiği rolü oynayıp,
Varlığı tamamladık yokluğa döndük…(Mehmet Özata)

Her nasılsa gelmişsin kirletme dünyayı,
Kendini eğit aş biraz tüketme dünyayı,
Dünya torunlarımızın emanetidir bizlere,
Hor kullanma onlar da kullansın dünyayı…(Mehmet Özata)

Dostlar birer birer gidiyor artık azalıyorlar,
Bir alemden başka bir aleme yol alıyorlar,
Kimler geldi, kimler geçti yalancı dünyadan,
Bir varmış, bir yokmuş misali yanıp sönüyorlar…(Mehmet Özata)

Hayatı besteledim uşşak makamında,
Acı çektim ağladım Hüzzam makamında,
Aşk ile, meşk ile gezindim şarkılarda,
Yoruldum karar kıldım Saba makamında.. (Mehmet Özata)

Erdemin yolcusuyum hiçbir yerde duramam,
Günahım çok yüzüm yok Tanrı’ya yalvaramam,
Tanrı, akıl verdik biz sana sızlanma Mehmet dedi,
Hikmetin sırlarını nedense bir türlü kavrayamam… (Mehmet Özata)

Ayağa kalkın Şiraz’lı bir dahi geliyor,
Şiir, hikmet, felsefeden dersler veriyor,
Gülistan, Bostan elinde Acem Sultanı,
Çağlara sığmayan Şiraz’lı Sa’di geliyor… 17/2/07(Mehmet Özata)

Zaman istedim Tanrı’dan “al” dedi,
Yapacak işlerim var dedim, “kal” dedi,
Zaman hızlı, ben yavaş anlaşamadık,
Tanrı kızdı” söylenme” hoşcakal dedi (Mehmet Özata)

Tabiatı seviyorum, tabiat neşe saçıyor,
Güller, laleler, çimenler canıma can katıyor,
Ruhum yüceliyor kuşların senfonisinden,
Ölüm çağırdıkça beni, tabiat yaşatıyor. (Mehmet Özata)

İlk kendine gülümse, günaydın de aynalarda,
An dostlarını varlığın çınlasın kulaklarda,
Yaşam sevmek ve sevilmekle anlam kazanır,
Mutluluk sevene yakındır, değil uzaklarda, (Mehmet Özata)

Osmancık’ta toprak beni hep çeker,
Sana her zaman bağrım açık der,
Göz ucuyla kollar biraz uzaklaşsam,
Nasıl olsa bir gün döneceksin der (Mehmet Özata)

Görmedim alemde kimseyi tok,
Zenginde de, fakirde de kanaat yok,
Talana gelmişler sanki dünyaya,
Yemek içmekten başka işleri yok. (Mehmet Özata)

Düşmüşüm bir sevdaya nasıl anlatamam,
Verdim aklımı yağmaya nasıl anlatamam,
Gönül bağım kurudu döndü viraneye,
Ne gelen var, ne soran nasıl anlatamam, (Mehmet Özata)

Cennete ulaştım yer yok dediler,
Cehenneme indim yer yok dediler,
Bari Arafat’ta durayım dedim,
Sıranı bekle, çoksunuz çok dediler, (Mehmet Özata)

Yaş kemale erdi tasavvufa daldım,
Mevlana gel dedi, deryalarda yandım,
Varlık yokluk aleminde sema yaparak,
Arzın derinliklerinden hakk’a uzandım (Mehmet Özata)

Tanrı mutlaktır gözünle göremezsin,
O hep manadadır, aklınla çözemezsin,
Gönül gözünü açıp ta bakarsan eğer,
Hakk’a ulaşır, ama bir daha dönemezsin (Mehmet Özata)

Ağlayarak geldim, gülerek gitmeliyim,
Sonsuzluk alemine giderek,dönmeliyim,
Bir ömür yetmez, bin ömür gerek bana,
Geldikçe gitmeliyim, gittikçe gelmeliyim (Mehmet Özata)

Mehmet Özata
Kayıt Tarihi : 24.12.2009 22:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Özata