Karanlık bir gecede adımlarken yolları
Bedenin bu sokakla son dansı mıdır bilmem
Kuşatmış etrafımı karanlığın kolları
Derinden gelen ölüm sedası mıdır bilmem
Gece bir bıçak gibi saplıyordu sözünü
Kalmamış hiç vefa kalmamış güven
Çıkarlar taptaze dostluksa bayat
Tadımızı bozdu hatırlık kahven
Garson! Lütfen bana bir fincan hayat.
Sevgi, saygı bir pul olmuş adeta
Bir hasretin vardı dört bir yanımda
Ben benle kahroldum sabaha kadar
Seni ağırlayıp gönül hanımda
Boş hayaller kurdum sabaha kadar
Adındı yapışan dudaklarıma
Sen;
Canan “gelme! ” derken, “yeter artık peşimden! ”
Bir ömür hayalinin peşe sıra gelmeksin
Gönlündeki yangını söndürecek iklimden
Bir su bulmak uğruna koca dağı delmeksin
Yaban ellerdesin çok uzaklarda
Yüreğimde hasret sinemde sızı
Sen beni bıraktın bu tuzaklarda
Ben de hayalleri yıktım el kızı
Ben kimim, bunlar kim, burası nere
Bir kış mevsimiydi her tarafta kar
Yollarda yürüdük hayalin ve ben
Bizde sevgimizden bir yanardağ var
Semayı bürüdük hayalin ve ben
Yıldızlar tâk kurdu geçişimizde
Sana uzanan yolun sonsuz ufuklarında
Bir kanat çırptım gülüm hem de kırılasıya…
Kavuşmak umudunun kesik soluklarında
Sen olup taşım gülüm inan durulasıya…
Yol aldı hasretine, bitmeyecek bu yolda
Son karanlık çöktü son gündüzüme Eyyâmı ömrümde neler de varmışEcel hep hatamı vurdu yüzüme Baktım ki onca yıl boşa yaşanmış
Kanmışım mert diye bin namert söze Yokuş tırmanmışım varmadan düze İsyanlarım olmuş maskeli yüze Baktım ki onca yıl boşa yaşanmış
Bir kalp taşımışım her gün kanayan Dayan demiş ruhum ne olur dayan Sevdalarım olmuş canı yok sayan Baktım ki onca yıl boşa yaşanmış
Her misafir sahte, gönül odamda Doğru aramışım yanlış adamda Göz yaşlarım olmuş vedalarımda Baktım ki onca yıl boşa yaşanmış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!