Şafakla uyandı, Mehmet Onbaşı
Alelâcele giyindi
Abdest gerekti
Temizlenecekti
Silahını ve havlusunu aldı
Kimseye görünmeden
Alay edilmeden
Kurtulmalıydı manevi kirden…
Su deposuna bomba isabet etmişti
Sular kesikti
Derbendi geçip, Zap Suyu'na inecekti
Son cemre de düşmüştü ama
Yine de kar kaplıydı Yüksekova
Az da kalmıştı, hani Kurban'a
Bayrama tezkereciydi
Hasret bitecekti…
Dalmıştı…
Aklı memlekete uzanmıştı
Ana, baba, kardeş ve yar
Ah…Şimdi burada olsaydılar!
Suyun gürültüsü onu uyardı
Çarçabuk soyundu
Su ne kadar da soğuktu
Titreye titreye abdest aldı
Derin bir oh, çekti
Kurtulmuştu yükten
Bir türkü mırıldandı giyinirken
“Karagözlüm,efkarlanma gül gayri,
İbibikler öter ötmez ordayım.”
Otuz günü kalmıştı
Bir yaprak daha düşmüştü
Şafak takviminden…
Bir an gözleri yere takıldı
Düşen cüzdanının kapağında
Zehra'sı gülümsüyordu
Aldı göğsüne bastı
Mırıldandı “Az kaldı, az kaldı! ”
Tam doğrulup gidecekti ki, birden;
Bir kurşun vınladı üzerinden
Manasız kahkahalar geldi peşinden
Yapıştı Mehmet Onbaşı yere
Sarıldı, buz gibi tüfeğe
Sımsıcak yari düşlerken…
İkinci kurşun başını sıyırıp geçti
Anladı, vakit şahadet vakti
Canhıraş bağırdı: Kansızlar!
Bir ayım kaldı, imansızlar!
Kımıldayan karaltıya sıktı kurşunu
Ardından bir inilti duyuldu
Anladı, hainin biri vuruldu
Biçare bir siper ararken kendine
Bir kızıl kurşun değdi bedenine
Göğsünün sol yanında, bir yanma hissetti
Eliyle yokladı yanan yerini
Buz kesmiş eline
Sıcacık kanı değiverdi….
Bu nasıl insanlıktı!
Bu ne yalan kardeşlikti!
Bu nasıl düşmanlıktı!
Oysa bir ayı kalmıştı…
Bir film gibi geçti gözlerinden
Anası, babası ve Zehra'sı…
Bir yastığa koyar gibi başını
Usulca, kara bıraktı Mehmet Onbaşı
Dağların üstünden bir güneş doğuyordu
Ve bir güneş de sonsuzluğa batıyordu…
Bir elinde tüfeği,
Diğerinde sevdiği
Avcunda buruşmuştu, Zehra’nın hayali…
Sabahtı
Başındaydı silah arkadaşları
Haykırıyorlardı, çatılmış kaşları
“Ölürüz vatan için!
Ölürüz bayrak için!
Şehidi olmayan toprağın
Farkı nedir,kayadan, taştan
Kanla yoğrulmamış bayrağın
Farkı nedir, yoz kumaştan
Mehmet’im şehit olur
Alçaklar kurtulamaz leş olmaktan!
Kayıt Tarihi : 19.6.2008 13:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirin hikayesi: Şiir,Ümit Fehmi Sorgun'a ait bir yazıdan yola çıkılarak kaleme alınmıştır.
Bundan sonra daha yakından tanışalım.Müsait olunca sayfana gireceğim.Sen de benim bahçeme gir.Orda her türlü meyve var.Ye iç benden yanı helâl olsun.Bu duygular içerisinde bakışı, akışı, manası muhteşem şiirinden dolayı seni kutluyor, selâmlarımı sunarken 10 tam puanımı gönderiyorum.
Necati Ocakcı Antalya
TÜM YORUMLAR (4)