nasıl başlamıştı bu hayat hikayesi
nasıl da alımlıydı babaların yüzü
oğlum oldu oğlum güzel oğlum diye...
nasıl da ağlar insan ilk geldiğinde dünyaya...
hep te ağlanmaz ya gülerde insan sonra..
bizimkisinde gülmekte vardı ara sıra..
keyiflenipte duman tüttürmek..
sonra çeşmelerin havuzuna dalmak...
serinlemek için su kavgası yapmak...
sonra dalmak hayallere..
yirmide askeriz yirmi iki de evli..
nasıl da umutluyduk oysa..
ta ki o zalim hastalığa kadar..
oysa hiç planlamamıştık,
yoktu hesaplarda..
alıp gitti seni aramızdan..
aramızdan taa sağ yanımızdan..
nasıl desem ki be gözüm..
doyasıya sarılmadan gönderdiğime mi,
kızınca sövüp sayamayacağıma mı..
neyine yanayım gençliğine mi..
saflığına mı masumluğuna mı...
ya rabbim sen affet onu,
küçüktü o daha gençti,
bekardı evlenecekti
doğarken nişanlandığı ölümle evlendi..
ve ben şimdi yine ağlıyorum,
tıpkı doğduğumdaki gibi,
tıpkı üşürken küçükken
ya da yere düşerken yaptığımız gibi...
Kayıt Tarihi : 22.7.2010 09:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
hala oğlum dayı oğlum aynı gün doğmuştuk..aynı kavgalarda dayk yedik aynı topla oynadık hep oyuncaklarımız aynıydı sevdiklerimiz aynı düşmanlarımız aynı... hayallerimiz aynı düşüncemiz tarzımız aynı...aynı gün okula başladık aynı zamanda askerdik aynı yemekleri severdik(makarna) ... ama ben evlendim o hastalandı.. ilk ayrı düştüğümüz şeydi bu sonra ben yaşıyorum o öldü... sonra mı...
TÜM YORUMLAR (1)