MERHABA DOSTLAR,
Ben Nabi Küçük. 1975 yılında Sivas’ın Gürün ilçesinde doğdum. İlkokulu ve ortaokulu Güründe okudum. Çocukluk ve ilk gençlik dönemim, Sivas’ın bu şirin ilçesinde, dere kenarında mütevazı bir evde geçti. Günün her vaktinde o derenin sesiyle dinlendirirdik ruhlarımızı. Geceleri anne olur ninni söylerdi bize. Mevsimlerin hikayesini de ondan dinlerdik. Sonbahar geldi mi son yaprakları taşırdı, güz renginde. Kışınsa bir başka güzelliğe bürünür, kenarlarında buzdan şekiller oluşurdu. İlkbaharda coşar, bazen sele dönüşürdü. Sel is ...
Ölüm, ölüm
Ben, hayat ağacının dalında bir gülüm
Sense, hırçın esen bir hazan rüzgar
Budarsın acımadan en nazenin gülleri
Kanayan gönüllere derin bir acısın sen
Hakikatte hayatın ilacısın sen
Gökyüzünden sürü sürü geçen kuşlar
Neden özgürlükle bir anılır isminiz?
Sizin de özgürlüğünüz dürülür bir gün
Kanatlarınıza prangalar vurulur
Şakırtınızdan mahrum kalır gökler
O güne değin varın bulutlarla uçun
Soğuk bir kış günü, bir cami avlusunda
Mini mini iki yavru, oturmuşlar taşlara
Ayazdan büzüşen elleri ufacık; upufak
Biri üçünde olmalı, diğeri beşinde
Bütün şehrin günahı ufacık ellerinde
Yazık ki yazık o elleri açtırana
Elimde çayım, yüzümde buğusu
Duman duman çektiğim sıla kokusu
Sis çökmüş dağlara kalkar mı acep?
Gurbet duman olup uçar mı acep?
Alayın önünde bir tabur asker
Her gece
Karanlık, damarlarıma zerkolunduğunda
Ufuklar mehtaba gebeyken
Seni beklerim
Hazan rüzgarı tenimi okşadığında
Yüreğim ürperir, sen yoksun diye
Bu zalim şehir beni yutmadan önce
Sivas’ın bir ilçesinde
Saçları kınalı, elleri cefalı
Yaşlı anamla vedalaştım
Yıllar önce
O gün sanki bu gündür
ASKERLİK YAPTIĞIM OLTU'DAN(ERZURUM) , YARİM İSTANBUL'A...
Yarim İstanbul ne hallerdesin?
Gurbet elde yine dün aklıma düştün
Özleminle yandı bütün benliğim
Oturdum geçmiş günleri andım
Bir rüzgarı dinle
Bir martıyı izle
Bir dalgayı düşün
Bir gözyaşını tut elinle
Bir şarkı gibi hisset kalbinle
“zaman” var mı acep
Yoksa gördüğüm rüya mıdır
Biz mi zamanın içindeyiz
Yoksa zaman mı bizde
Zaman bir nehirse eğer
Biz de sürüklenen çakıl taşları
Keloğlan’ı gerçek bilen
Aklı yetmez çocuktur
Zaman bir rüyaysa eğer
Dert edecek şey yoktur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!