Mehmet Moroğlu Şiirleri - Şair Mehmet Mo ...

2000 yılında İstanbul'da doğdu. İlkokul, orta okul ve lise olmak üzere tahsil gördü. Yazın hayatına memleketine gidip gördüğü yerlerde aldığı ilham ile başladı. Resmi olarak ilk kez bir okulda ahlak temalı bir makale ele aldı ve bu yazısı okul dergisinde yer aldı. 70 e yakın şiiri, 10 civarı denemesi ve 2 adet makalesi bulunmaktadır. Aşık Veysel Şatıroğlu,Ali Kızıltuğ, Erdal Erzincan ve bunun gibi halka hitab eden yerli sanatçıları örnek edindi. Şuan İstanbul'da ikamet etmekte olan sanatçı; yazar ve aynı zamanda şairlik yapmaktadır. Nesir, şii ...

Mehmet Moroğlu

Bir kaç hayal kırıklığı
Hala kendimi anlamış değilim. Nasıl bir devirde yaşadığımı, nasıl bir toplumda bulunduğumu ve nasıl bir hissiyatı taşıdığımı bilmiş değilim. Bundan 15-20 yıl öncesi belkide hayatın en güzel evreleriydi. Yaklaşık 50 yıl öncesini söylemiyorum bile. Bir takım zorluklar vardı elbet lakin nasıl başa çıkılması gerektiğini bilen insanlar vardı. Aynı zorluğa mutluluğu da sığdırabilen insanlar. Belki de kafamda ki gelgitlerin en büyük sebepleridir onlar. Keşke 50 60 yıl önce doğmuş olsaydım. O yıllarda yaşamış olmanın zorluğu ama aynı zamanda mutluluğunu mu yoksa şimdinin gereksizliğini ve anlamsızlığını mı yaşardım bilemiyorum. Ama şundan eminim ki kesinlikle eskiyi tercih ederdim. Çünkü eskinin kitabında muhabbetin ve sosyal hayatın baş düşmanı olan akıllı (bence kurnaz) telefonu yoktu. Belki hiç telefon yoktu ama görüşebilmek kaidesiyle kilometrelerce yol kat edilen ziyaretler, birlikteliğine doyum olmayan dostluklar vardı. Şimdi ise neredeyse kendi akrabasını dahi görmek istemeyen hayattan soğumuş insanlar var... Yolda birbirimizi görsek selam vermek o kadar zor geliyorki biz kuklalara, acınacak durumdayız gerçekten. Bu yüzden eskinin insanlarını her zaman şanslı bulmuşumdur. Söylenecek o kadar söz var ki bazan sadece içime ağlamak yetiveriyor bana. Çaresizce ve yıpranmışcasına...
Çoğu duygularımızı yitirdik bile. Bilmem ne zaman farkına varırız. Her zaman söylerim şu sözü;" dilimin dili olsa da konuşsa". Hülasa dostlar kendime mi yanayım, benden sonraki gelecek nesile mi yanayım bilemedim. Tek bildiğim bazı şeyleri kendi elimizle kaybettiğimiz. Kalın sağlıcakla.!
Mehmet MOROĞLU

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu

Bilinmez yolların adresi benim
Kaybolur musun yaralı gönlümde
Bitmez dertlerinin dermanı benim
Kahrolur musun bensizliğinde

Amansız gönlünün sahibi benim

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu

Gurbet elden dönemedim
Ben köyümü göremedim
Yar uzakta sevemedim
Bir aşk mıydı bilemedim

Anadolu'yu tadamadım

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu

Çehreler kan dolu neferler yürek
Ansızın kurtuluş Anadoluya gerek
Ne şehitler verildi ne bin bir emek
Allah yolunda canlar,can vermek gerek
Kurtuluş biletin kanından geçer
Kal burda desem kılıçtan geçer

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu


Düşler dünyasında ben sana vuruldum
Garbın ahvalinde ben sana tutuldum
Sevginin  ortasında savruldum durdum
Ne bir vefa gördüm ve yandım durdum

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu


Gözlerim kan ağlar şefkatten yoksun
Kalamam bura da gör ki ne zulüm bekler
Kimseler duymasın, sen burda yoksun
Yüreğim merhametin nicesini ister

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu

Kızıl bir sevgi vardı burada,
Güller soldu bela doldu.
Ne buhrandı koca dağlarda,
Aşk öldü, duman doldu.

Bir satırdı sonu geldi,

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu

KOCA REİS 1

Mert bir adam tanıdım yüreği güzel
Unutulanlar köprüsünde onu da gördüm
Hilal uğruna can veren yiğit bir bayrak idi
Sinalar da kayboldu nurlar içinde

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu


Üşüştü başına çakal sürüsü
Şeref timsali dava törpüsü
Üstüne büründü soğuk örtüsü
Yanımda kal üşüyorum reis
Onu hatırlar soğuk rüzgarlar

Devamını Oku
Mehmet Moroğlu

Gürün her zamanki terkedilmişliğini üstünde tutuyor yine bir gün. Babam annem ve ben önce Eskibektaşlı( bizim köy) daha sonra sarıca ve aşağı çatkara olmak üzere köyleri ziyarete çıktık
Bilirim eski heveslerin, mutlu oluşların hiç bir tadı kalmadı ama yine benim biçare gönlümde bir parçacık da olsa heyecan vardı. Hep oldu. Hep olmak istedi. Önce bizim köye vardık; hısım, akraba, eş dost gözetmeksizin hepsine uğradık, bir kaç içi bozulmuş hariç. Onlar dünyacıdır. Neyse.. Babam emmizadeleri ile sohbet halindeyken ben her zamanki bağrı yufkalığımı ve hiç bitmeyen vefa borcumu niyaz ettim. Ayaküstü dedeme uğradım. Bir bidon su ile. Her zamanki gibi yeller esiyor bıraktığı miraslarda: köyünde, kerpiçten evinde, ustalık eserleriyle ve geride bıraktığı torunuyla.. içeri girdim ve selam verdim. Rüzgar her zamanki gibi yabancıladı, Ali emminin eşeğide... Evin yolu ot dolu ve engebeliydi. Ve sonunda vardım. Dedem yatıyordu. Hiç ses etmedim ve yanına çöküp anlatmaya başladım. Dede, hayatın; varlığın ve yaşanmışlıkların hevesini, üzüntüsünü, yokluğunu ama bir o kadar da gerçek mutluluğunu yaşamış adam! Ne kadar şanslısın bir bilsen. O eski güzel günlerin şuan yerini kin ve nefretin aldığını bilsen, ah dede, çok şey kaybedildi.. saygı, hürmet, düzen, heves, mutluluk ve hazlar, terbiye ve sayamadığım bir yığın miras! Fazla yormak istemedim dedemi, belki üzülmüş olabilir. Ve ağladım.. sadece ağladım ve baktım. Neredeyse yarım saat ağladım. Daha fazla rahatsız etmek istemedim dedemi.. Kalktım ve toprağını suladım. Ve ayrıldım mezarının başından, Allahaısmarladık dedim ve yıkık değirmene gittim, orada devam ettim;çaresizliğe ağlamaya...
Mehmet MOROĞLU

Devamını Oku