Viran olmuş şu gönlüme
Gelsen artık neye yarar
Dudak büktüğün yüzüme
Gülsen artık neye yarar
Dokunsan bin ah alırsın
ey sevgili
yokluğu matem karası
varlığı dikenli telli
çabucak gitmelere meyilli
uçurum elli
kalmaktan nasipsiz korkak
Gidiyorum
İkimize dar ettiğin şehri sana bırakarak
Gittiğim yer cehennemin dibide olsa
Gidiyorum
Al bütün tutuşmalarımızı sende kalsın
Senin olsun kahkahalı geceler
Bu kadar yakın,
Bu kadar uzak olamasın bana.
Neden yargılanıyor sevdam?
Neden çekiliyor dar ağacına?
Adaletsizce, haksızca.
Bir bedende iki yürek nasıl suçlu bulunur?
serçeler konardı karla kaplı bahçeme
ekmek kırntıları için çırpınırlardı
boşunaydı çırpınmaları
hepsine yetecek kadar vardı
aslında onlara bilerek ayırmamıştım krırıntıları
bizden arta kalanlardı
Gidersen bir daha geriye dönme
Gönlüme bir mezar kazarım artık
Ölüden bir farkın kalmaz içimde
Kabir taşlarını sararım artık
Gittiğin yerlerde maziyi anma
bir yerinden tutun hayata
hemde sımsıkı tutun
hatta tüm bedenini bağla
hayat senin bildiğin kadar pembe değil
ne esen melteme benzer
ne uzaklara düşen yıldırıma
Affet beni sevgilim
Sana yalan söyledim
Yokluğunun menziline düştüm
İyi değilim…
Her anım bir adım
Ne bir isyandır bu nede beddua
Her satırım sana her sözüm sana
Ömrümü uğruna tükettim ama
Sana sitem bile edemiyorum
İçimde bir dağdı mabetti sevdan
Acıyı tatlı koklamak olsa gerek sevda
Yıkılamamışsa gurur denen o taş duvar
Yalandır bütün vedalar…
El ayak çekilince başlar.
Sızılar çöreklenir, endişelerle kalbe,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!