Bu güne ağlarken, düşün yarını
Unuttuğun geçmişine ağla
Sözde Sakaryalar bizim
Özde kendini avuttuğuna ağla
Nefsinin her dem yaktığına
Ruhunun karanlıklarda kaldığına
Küçük şeylerdi içimde büyüttüğüm
Bir kelebek kadar yaşardı yine
Sonsuzluğa yolcu ettiğim!
Anlatılmaz olurdu çoğunda
Gözyaşlarında yaşardı ama
Sel olmak vardı sonunda.
Mahküm gönüllere…
Görüş günü mahşere kalan
Sözün tükendiği solukta duran
Görmeyen gözlerde saklı
Müebbet yemiş sevdalı:
Gönlümü zincire vurdum
Artık gelmesen de olur.
Senden sonra esareti sevdim
Görmesen de
Vermesen de olur.
Anlatılmaz yaşanır ya...
Neyse;
Bendeki yerini anlatmak niyetim
Ama görünen köye yolcuyum
Tek yüküm yorgun oluşum
Beyhude dolanıp boşa gezdiğin zaman
Acıların pek çoğu sade bir dilde olur.
Sanmayın sohbet dilde olur her zaman
Anlayan dost sözleri hep gönülde olur.
Gecenin yaktığı yerdeyim yine
Gözlerime inat uykusuzluğum
Yorgunluk dost bedenimde
Denizlerde saklı susuzluğum
Kor alevler yüreğimde yine
İhaneti iliklerinde hissettiğin oldu mu?
Geceleri yatağına sığmayıp taştığın
Ter kan içinde ağlayarak uyandığın
Düşünüp kendi geçmişine yandığın
Otuz beşi çoktan geçtiğin yaşında
Var mı özünden gelen güzelliğin
Nice körpe canların al kanlara belediği
Uğruna ana ocağından, yar kucağından
Tırnağı ile kazıdığı toprak damından
Ardına bile bakmadan sipere koşan
Ölüme akşam güneşinden daha yakın
Dünya yaşamına esaretten daha uzak
Eğlencemiz sazın dertli telinde
Sevincimiz ucuzluklar elinde
Ömrümüz zifiri gece renginde
Ve bir günlük yaşam derdinde
Kaybettik,
Yolumuz nerede?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!