Sızan ne varsa
kalemden kağıda
metanet sızıntısıdır
gidenin ardından,ölü cümleler
kefensiz şebnemler
çöl sessizliğinde,derinden
Elekten elendi gecenin en karanlığında yıldızlar
Bakarken yalan yanım hakikate sen çıka geldin
Rotam olmuşdun çoktan sana bakarak yol alıyordum
Ansızın kayyıp gitmen yüreğimin yolunu karanlığa boğdu
Raks etsede alem,şimdilerde gözlerim o hep uzak yıldızı arar oldu
Gülmedin hiç içten,içini çektin hep derinden
Kalbinde hep bir hüzün,gülüstan olmadı bir gün
Yetim büyüdün,ne bir gün,nede gülşenler gördün
Gül Gülüşüne güller hasret bir lahzada gül! annem
Onbeşindeydin,bir damla düş,bir damla hayattın
Benim karanlıklarım maviydi,
maviliklerim karanlık,
geri kalan renkler iftira gibi..
Ahh
Mavi gül..
Hastaneye düştü bir gün yolum
Bir köşede ölüm bir köşede doğum
Orda tane tanemiş ölüm ve doğum
İki taraftada acil müdahale yogun!
Ölenemi sevinmeli doğanamı sorun!
Hangisi gecedir hangisi gündüz durun!
Bir Bulut olsam
Ey Edirne! sana yağmurum
Bir Rüzgar olsam
Ey Edirne! sende durulurum
Ey sevgilim işte bu benim halim
Hep bu yüzden gidemedim yanına
Kalbim söyle diyor, varmıyor dilim
Hep bu yüzden gidemedim yanına...
Benimkisi sevginin bir biçimi
Akıldan memnun,yürekten bizar
Gidişler yorgun,dönüşler suskun
Sefaya varsın,cefaya toksun
Dünyaya varsın,Ahrete yoksun! ! !
Eylüllerde
hazan baharında
bir başıma
bu vefasız dünyada
kalakaldım...
İnce kızıl şafak söküyordu
Yeryüzü şahit olmadı,
böyle bir güne
Kainatın kanlı gezegeni,
Şah damarın mı kesildi?
Kesilseydi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!