Başı avuçlarında bir Mehmet…
Kim bilir kalbi hangi bahara yenik düştü.
Ufacık gözlerinden akan yaşlar,
Büyük bir fırtınaya işaretti.
Sokuldum yanına usulca,
Beni tanımadı dostluğumuza rağmen.
Minnacık bir yürek
Yangınların içindeydi,
Yenilmişti ve kimsesizdi.
“Mehmet! ” diyecektim,
Dilim varmadı hülyaları bozmaya.
“Öğretmenim! ” dedi yıkılmış bir bedenle.
“Ben annemi…” Devamı yoktu sözlerin.
Hasret tükenmişti o gün yaşlarla.
Ne yapmalı, nereye gitmeli?
Mehmet’i sıcacık bir yüreğe almalı.
Düşünceler boğarken bedenimi,
Ağlar Mehmet sonbahar hüznüne eş.
Bahar bitmiş olmalı bu mavi gözler için.
“Mehmet! ” dedim titrek bir sesle.
Kapılar kilitliydi açılmamak üzere.
“Ben annemi…” dedi “annemi...”
Başka bir söz çıkmadı o dudaklardan.
Hikâyesini bilmesem de bu figanın,
Anladım hasretin yürek parçalayan
“Anne, anne! ” dedirten nağmelerini.
Sormadım hikâyesini Mehmet’in,
Sorsaydım ne yürekler yanardı.
Sormadım, soramadım…
Bir hikâyesi vardı her Mehmet’in
Yarını özlemle bekleyen,
Annelere adanmış gül bahçesi gibi…
[ Muğla – 2014 ]
İlyas DoğanKayıt Tarihi : 12.5.2016 09:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!