Efendim Mehmet Samsun`un Bafra ilçesine bağlı bir köyde dünyaya gelmiştir. Fatma ise Mehmet ile aynı köyde yaşamaktadır. İlk okulda başlayan birbirlerine ilgileri ilerleyen yıllarda daha da güçlenmiş ve aşka dönüşmüştür. Mehmet, ailesini Fatma`yı istemesi için defalarca göndermiş, Fatma`nın annesi nedense bu evliliği onaylamamıştır. Mehmet`in yakınları bir araya gelip, Fatma`nın annesini ikna etmişler. Fatma`nın annesi isteksizde olsa bu evliliğe onay vermiştir. Fatma, Mehmet`e şehirde yaşamak istediğini ama çalışmak istemediğini söyler. Mehmet Fatma`yı kayıp etmemek için her şeye evet der ve evlenirler. Mehmet şehirde yaşamanın zor olduğunu ya beraber çalışacaklarını yada köyde yaşayacaklarını söyler. Fatma ikisinide kabul etmez. Şehirde yaşamak istediğini ama çalışmak istemediğini söyler. Mehmet, Fatma`nın sözlerini umursamaz İstanbula gelirler. İş ararlar.
Mehmet: Fatma bak iş bulduk galiba. Hizmetçi ve bahçıvan aranıyormuş.
Kapıyı çalarlar. Evin hanımı içeri alır.
Mehmet: İş için gelmiştik.
Evin hanımı: Hoş geldiniz buyurun. İsminiz nedir?
Mehmet ile Fatma: Ben Mehmet, ben de Fatma.
Evin hanımı: Ben de Mukaddes, memnun oldum.
Fatma: Ben de Mehmet`le evlendiğime çok pişman oldum, anam dediydi bu adamın görünüşünde hayır yok alma bunu diye ama ben o zaman seviyom sandıydım. Senin elini sıcak sudan soğuk suya sokturmam diyordu, ama şimdi hizmetçilik yaptırıyor.
Mukaddes hanım: Neyse ben size odanızı göstereyim siz dinlenin.
Mehmet ile Fatma, odalarına çıkar.
Mehmet: Fatma sen işte bilmiyorsun, üç günde kovuluruz. Ama yinede deneyelim
Fatma: Niye bilmiyormuşum köyde davarlara kim bakıyordu?
Mehmet: Burası köy değil burada davar yok.
Fatma: Hani sen beni çalıştırmayacaktın.
Mehmet: Hayat zor bir kişinin çalıştığı yetmiyor.
Sabah olur. Fatma kahvaltı hazırlamaya çalışır. Ama bir türlü beceremez. Mehmet`te uyanır. Fatma`yla birlikte kahvalıyı hazırlar. Mukaddes hanım kahvaltısını yapar. Fatma`ya, köyde nasıl görüşebildiklerini sorar. Fatma başlar anlatmaya.
Fatma: Köyde suyu çeşmeden taşırdık. Mehmet beni görmek için çeşmenin başından ayrılmazdı. Bende onu görmek için günde yirmi defa çeşmeye giderdim. Hiç unutmam doğum günümde Mehmet bana tavuk hediye ettiydi. Su kovalarını taşıyayım diye yalvarıp duruyordu.
Mukaddes hanım: Mehmet ile birkaç anını anlatırmısın.
Fatma: Daha o zaman nişanlı değildik. Anamada vermem diye tutturmuştu ya Mehmet`te kaçalım diye tutturdu. Bende, ben kaçmam anamı razı et dedim Mehmet`e.
Mehmet: Ver ana elini öpeyim. Benden iyi damatmı bulacaksın. Bak valla sana ölene kadar bakarım. Bak aslan gibi adamım niye beni istemiyorsun?
Ana: Benim kızım daha iyilerine layık. Daha iyi yaşamalı, sen fakirsin.
Mukaddes hanım: Çok hoşsun Fatma burada çalışabilirsiniz.
Kayıt Tarihi : 4.1.2014 20:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
konuşmaları da birer çizgiyle yazıda belirtsen daha da cici olacak.
hikaye güzel ama bence biraz daha devam etmelisin..
kalemine sağlık haticem...
Güzel bir çalışma olmuş.....yüreğinize emeğinize sağlık....başarınız daim olsun....
Selam saygı sizedir...
TÜM YORUMLAR (3)